14 Şubat 2018 Çarşamba

ABD, PATRİKHANE ve HELENİZM TRAFİĞİ

Türkiye’de en önemli gündem şüphesiz “Afrin Harekâtı”dır… Bu harekât ile ilgili en büyük hasmımız ise ne yazık ki savaştığımız düşman değil de “sözde” müttefikimiz, “sözde” bizim gibi bir “NATO” üyesi olan ABD!

Afrin ya da genel anlamda Suriye’deki sıkıntılar, Ege ve Kıbrıs’ta da Bizans oyunlarını hızlandırmıştır. Ege’de provokatör bir Yunanlı bakanın Kardak Kayalıklarına çelenk atma girişimi ile başlayan sorunla anladık ki Helenler “sirtaki” oynamaya yine pek hevesliler. Ve anladık ki bir süredir pusuda bekleyen “Helenizm” bu puslu havada bir şeyler kapma planları yapıyor!

Ege’deki tahrikler ile ilgili olarak Genel Kurmay Başkanımız güzel bir yanıt vererek, askeri varlığımızın bir yandan Afrin’de savaşırken öte yandan Ege’de oluşabilecek bir durumla da baş edebilecek güçte olduğunu belirtti.

Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Kıbrıs açıklarında yaptığı doğalgaz aramalarına Türkiye’nin doğal olarak verdiği tepkiye ise AB’den cevap geldi! 12 Şubat 2018’de AB Konseyi Başkanı “Donald Tusk”, Türkiye’yi “Kıbrıs'ın toprak egemenliğine saygılı olmaya” davet etti.  Dışişleri Bakanlığımız hemen bir yanıt verdi ve Güney Kıbrıs'ın “Kıbrıs Adası'nın ortak sahibi olan Kıbrıs Türklerinin doğal kaynaklar üzerindeki asli haklarını hiçe saydığını” belirti.

 

TÜRKİYE AÇISINDAN ENTERESAN BİR DÖNEM BAŞLADI

Sorunlar Afrin, Ege, Kıbrıs ile sınırlı değil. Rum Patrikhanesi ve Heybeliada Ruhban Okulu meseleleri ile ilgili uzun bir süredir ses çıkmıyordu. Rum Patriği Bartholomeos hayli bir zamandır suskundu. Patrikhane yanlısı ya da uzantısı durumunda olan web sitelerinde de bu suskunluk var. Vardı demiyoruz çünkü an itibariyle var! Patrikhane’nin en ufak aktivitesini çokça fotoğraf eşliğinde paylaşan yaklaşık 10 site var ki; dinî konular ve Patrikhane’ye gelen giden ziyaretçiler dışında suskunluk içindeler. Şubat başından itibaren Ekümeniklik talepleri, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması gibi konular başta ABD ve AB’den gelen desteklerle yine başladı.

7 Ocak 2018’de Haliç’teki Bulgar Kilisesi Sveti Stefan ya da bilinen adı ile Demir Kilise’nin uzun süren tamirinin ardından açılışı Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla yapıldı. Bu açılış ile ilgili enteresan bir süreç yaşandı. AB Dönem Başkanlığını alan Bulgaristan’ın Başbakanı Boyko Borisov’un huzurunda, Bulgar Patriği’nin Rum Patriği’ne Ekümenik olarak hitap ettiği bir ayin yapıldı. Eskiden olsa haftalar öncesinden Bartholomeos’un bu katılımı için haber üstüne haber yapacak olan bahsi geçen siteler suskundu. Hatta Patrikhane’nin Ekümeniklik iddialarını kabul etmediği için kurulan Bulgar Kilisesi’nde oldu-bittiyle bu sıfatın kullanılmasına alet olan Bulgaristan’ın resmi haber ajansı BTA dâhil Bulgar basını da nedense suskundu…

Patrikhane yanlısı ya da uzantısı durumunda olan kanallarda yeni bir taktik uygulanmakta olduğunu görüyoruz. Patrikhane ve Heybeliada Ruhban Okulu ile ilgili konuları yazmıyorlar! “Neden?” diye düşündüğümüzde ise içinde bulunduğumuz kritik dönemde şimşekleri üzerlerine çekmeden alttan alttan bildikleri yolda ilerlemeye devam ettiklerini görüyoruz.

Ege’de sorun yaratmaya başlayan Yunanistan, Patrikhane ile ilgili önemli bir aktördür Ama esas aktör sözde” müttefikimiz olan ABD’dir!

Rusya Diplomatik Akademisi’nden “Doç. Dr. Vladimir Avatkov” 15 Ocak’ta yaptığı bir röportajda ABD için müttefiklerinin hiçbir öneme sahip olmadığını belirterek  “ABD için müttefik ülkeler bozuk para gibidir”  demiştir.

ABD’de Yunan Lobisi çok etkilidir. Temsilciler meclisi üyeleri, generaller, akademisyenler ve Dolar zenginleri arasında çok sayıda Yunanlı bulunmaktadır. Tabi ABD’li Archonları da unutmamak gerekir.

Pew Research Center”in 8 Kasım 2017’deki verilerine göre Dünya’da 260 Milyon Ortodoks bulunmaktadır. Rusya’da ise yaklaşık 145 Milyon olan nüfusun yarıdan fazlası Ortodoks’tur. Bu durumda Dünya’daki en büyük Ortodoks nüfus Rusya’da… Ekümenik yani evrensel (Cihanşümül) patrikhaneyim diyen Rum Patrikhanesi’nin Türkiye’deki varlığı birkaç bin. 10 Milyonluk Yunanistan’dan Müslüman ve Slav faktörlerini çıkarırsak, dünya genelinde 15 Milyon kadar Greek Ortodoks bulunuyor. Oysaki Patrikhane uzantılı sitelerde “Türkiye'de resmî olarak Fener Rum Patrikhanesi, dünyada Constantinopolis Ekümenik Patrikhanesi olarak anılan kurum, 250 milyon mümine sahip Ortodoks dünyasının ruhanî önderi konumunda olan bir kurumdur şeklinde gerçeği yansıtmayan ifadeler bulunmaktadır. Tabi bu Rusya’nın kabul etmediği bir durumdur ve ABD’nin Rum Patrikhanesi’ne verdiği desteğin ardında ABD’deki lobicilik ve önemli mevkilerdeki Yunanlılar kadar Ortodoksların liderliğini Ruslara kaptırmamak da yatmaktadır.

ŞUBAT’TA PATRİKHANE VE HELENİZM TRAFİĞİ!

6 Şubat 2018’de dini bir etkinliği bahane ederek, ayinin ardından Heybeliada Ruhban Okulu’nda, okulun yeniden açılması için Türkiye’de bulunan misyonlardan Büyükelçi ve Başkonsolos düzeyinde kişilerin de katıldığı “Halki İlahiyat Okulu'nun yeniden açılması için Ekümenik Patriğin yeni çağrısı”  adı verilen bir toplantı düzenlenmiştir.  Yazımızın başlarında belirttiğimiz, Patrikhane yanlısı ya da uzantısı durumunda olan web sitelerinde bu konuda haber yapılmadı. Oysaki katılımcılar ve söylemler önemliydi!

Bir Facebook sayfasında bu toplantı için şu söylemler yer aldı: “1971 yılından bu yana kapalı olan, Ekümenik Patrik Bartholomeos tarafından Halki Kutsal Ruhban Okulu'nun yeniden açılması için, bu konuda yaşanan adaletsizliği gidermek için yetkili makamlara yeni bir çağrıdır. Teolojik eğitimin askıya alınması utanç verici ve çok fazla adaletsizliktir.

HRO mezunlarının kamuoylarını aydınlatma çalışmalarına devam etmelerini istiyoruz. Kilisemize, insanlığa ve Ekümenik Patrikhanemize ve Halki Seminary'in bulunduğu bu ülkeye yalnızca iyi niyetimiz var. Ankara Hükümeti, Okulumuzun yeniden açılmasının getireceği büyük yararı fark etmiş olsaydı, bunu çok önce yapmış olurdu. Hatta hiç kapatmazdı. Ne yazık ki, başka düşünceler var gibi görünüyor, aksi takdirde böyle bir kütüphaneye sahip olan bu kültürün neden  "sessiz" ve "terk"  edilmiş olduğunu açıklayamıyoruz.

Özellikle bu konuda çok heyecanlı olan Ekümenik Patriğimiz; “Her gün bu misafirperver Manastır'ın çatısı altında yaşamış olduğumuz güzel yılları hatırlıyorum” demektedir.

Katılanların bir kısmı şunlardır:

Rum Patriği Bartholomoes, İsviçre Metropoliti Jeremiah, Trannopoulos Metropoliti Germanos, Myriophytos ve Peristasis Metropoliti Ireneios, Myra Metropoliti Chrysostomos, Yunanistan Büyükelçisi Evangelos Sekeris, İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu Başkanı Nikolaos Uzunoğlu, Aristotle Üniversite’sinden Prof. Despo Lialiou, Bulgar Vakfı Üyesi (Archon) Dimitri Atanasof ve eşi, Bulgaristan Milletvekili Vaselin Mareshki

Bulgaristan Milletvekili “Vaselin Mareshki” bu ziyaretini; Ekümenik Patrik ve Ekümenik Patrikhaneye olan sevgisini ve saygısını ifade etmek için yaptığını söyledi. Ekümenik Patriklik ile Bulgaristan Kilisesi ve ülkesinin dindar insanları arasındaki ilişkileri güçlendirmek için her zaman iyi niyetler beslediğini belirtti.

Bir Facebook sayfası dışında Yunan/Rum sitelerinde yer almayan bu haber 7 Şubat’ta Vatikan’la ilgili yazılar ağırlıkta olan “La Stampa” gazetesinde Yunan asıllı bir yazar olan “Nikos Tzoitis” tarafından şöyle yorumlanmıştır.

Yazının Başlığı: “Halki Teoloji Okulunu Yeniden Açmak”

Alt Başlık: “Konstantinopolis Ekümenik Patriği: 1971'de gerçekleşen kapanış, ruhban sınıfı ve teolog yetiştirme olanağını yoksun bıraktı; bu bir günah ve adaletsizliktir

Okulun kapatılması, Konstantinopolis Patrikhanesini din adamlarını ve teologlarını yetiştirme imkânından mahrum etmiştir.

Büyük bir günah, büyük bir adaletsizlik

Bartholomeos; canlı ve heyecanlı bir sesle gök gürültüsü gibi şöyle konuştu:

“Büyük teologların ve yazarların eğitiminin bastırılması… Bu okulun büyük geleneğine göre, zorlu bir dini görevi yerine getirmeye hazır rahiplere ihtiyaç duyan Rabbimizin Kilisesinin bu durumu gerçekten büyük bir günahtır… (…) …Bununla birlikte, kilisenin tüm kutlamaları sırasında dünya barışı ve herkesin birliği için dua etmesine rağmen, her yerde savaşlar ve kan dökülmeleri gözlemlenmektedir.

Bu nedenle, buradan Türk yetkililere, kiliseye, insanlığa ve ülkemize iyi gelecek olan Halki İlahiyat Okulu'nu yeniden açma arzusunu yinelemek istiyorum. Ankara'nın onurlu hükümeti, eğer okulumuzun yeniden açılmasının önemi ve yararlılığından haberdar olsaydı, bunu zaten yapmış olurdu. Hatta bunu asla kapatmazdı.

BİR YANDAN DA PONTUSÇULUK!

An itibariyle Dünya’nın birçok yerinde sözde Pontus soykırımı toplantıları yapılmaktadır. Bu bağlamda 9 Şubat 2018’de İstanbul’daki “Zoğrafyon Rum Lisesi”nde sekizinci kez uluslararası koro festivali yapılmış ve bu festivale ağırlıklı olarak Pontus adı taşıyan gruplar katılmıştır. Bu organizasyon için de “Pontos News” haber sitesinde 6 Şubat’ta çıkan bir haber ve Zoğrafyon Lisesi web sayfasında “Zoğrafyon'un 8. Uluslararası Koro Festivali Gerçekleşecek” şeklindeki 3 satırlık duyuru dışında bilinen Yunan/Rum kaynaklarında öncesinde ve sonrasında haber çıkmadı. 

Oreokastro Pontuslular ve Arkadaşları Birliği,

AHEPA Pontuslular Derneği (American Hellenic Educational Progressive Association),

Kuzey Yunanistan Pontuslular Evi,

Lagada Pontuslular Derneği katılımcılar arasında yer aldı.

Oreokastro Pontuslular ve Arkadaşları Birliği ile gelen bir yönetici Türkiye karşıtı Pontus gruplarında çok aktif bir kişi olarak görünen “Herakles Tsakalidis”dir. Kısa bir süre önce verdiği bir röportajın başlığı ise şöyledir: “Pontus Helenizminin Gerçekliğini Talep Etmek İçin Mücadele Edilmeli

ABD TEMSİLCİLER MECLİSİ ÜYELERİ

7 Şubat 2018’de ABD Temsilciler Meclisi’nin iki ayrı partiden iki üyesi Kongre’ye bir önerge verdi! “Carolyn Bosher Maloney” ABD Demokrat Parti’den Temsilciler Meclisi üyesidir. “Gus Michael Bilirakis” ABD Cumhuriyetçi Parti’den Temsilciler Meclisi üyesidir. Bu iki ayrı partinin temsilcisinin ortak noktası; “Helenik Suçlarla Mücadele Kongresi” adı altında kurulmuş bir sivil toplum kuruluşunun kurucu üyeleri olmalarıdır.

H.Res.732 sayılı önergenin başlığı: “Türkiye'yi Ekümenik Patrikhanenin haklarına ve din özgürlüklerine saygı göstermeye çağırıyoruz

Bahsi geçen önerge çok sayıda ABD haber sitesinde yer aldı. 8 Şubat’ta “Helenic News of America” adlı sitede de haber olarak çıktı.  Haberin orijinal başlığı şu şekildedir: “Hellenic Caucus Co-Chairs Maloney And Bilirakis Introduce House Resolution Calling On Turkey To Respect Religious Freedom Of Ecumenical Patriarchate

Carolyn Bosher Maloney ile Gus Michael Bilirakis Türkiye'yi Ekümenik Patrikhanenin hak ve din özgürlüklerini ihlal etmeyi durdurma çağrısında bulunan 732 sayılı bir karar tasarısı çıkarttılar. Türk Hükümetini, uluslararası hukukun yanı sıra Türkiye'nin yıllardır üye olmaya çalıştığı Avrupa Birliği tarafından tanımlanan dini özgürlüklere ve haklara da saygı göstermeye çağırdılar.

Carolyn Bosher Maloney; "Din özgürlüğü sadece Amerikan demokratik toplumunun bir sorunu değil, aynı zamanda küresel barış ve anlayış için de kritik bir durumdurHerhangi bir biçimde dini zulüm affedilemez. Helenic Caucus'un kurucularından ve eş başkanlarından olarak uzun zamandır Türk hükümetini Ekümenik Patrikhanenin varlığına saygı göstermeye ve Ruhban Okulu’nu yeniden açmaya çağırıyorum. Hıristiyanlara ve dünyadaki diğer dini azınlıklara yönelik zulüm bir güvenlik krizidir ve ABD hükümeti izleme ve müdahale konusunda ihtiyatlı davranmalıdır

Gus Michael Bilirakis; "ABD, dinsel özgürlüğe saygılı bir saygınlık gösterilmesi de dâhil olmak üzere, sözde müttefikimiz; demokratik değer beklentilerini uygulamada tutarlı olmalıdır. Meslektaşlarımıza katılmaya devam edeceğim ve bu adaletsizliğin düzeltildiği güne kadar seslerimizi susturanlar için konuşacağım" dedi.

12 Şubat 2018’de ABD Savunma Bakanlığı, Pentagon’un açıklamasına göre 2019 yılı bütçe tasarısında “DAEŞ karşıtı misyona ilişkin sınır güvenlik ihtiyaçları” fasıl adıyla SDG ismi altında fakat gerçekte PYD'ye toplam 550 milyon dolar ayrıldı. Yukarıda bahsi geçen önerge ve tüm metin boyunca verdiğimiz ardı ardına gelen Helenizmi bir araç olarak kullanan adımları, ABD’nin PYD’ye verdiği destekten ayrı düşünmek mümkün değildir.

ARCHON VE HUKUKÇU THEODORE BOZONELİS

9 Şubat 2018’de ise ABD’li Archonlardan olan Eski Hâkim ve tanınmış bir Hukukçu olan “Theodore Bozonelis” tarafından “Public Orthodoxy” adlı web sitesinde çok uzun bir makale yayınlandı. Başlığı “Türkiye’deki Dini Azınlıklara Sistematik Zulüm” olan makalede Türkiye’nin azınlıklara uyguladığı “sözde” dini baskı Patrikhane ve Ekümeniklik de ele alınarak irdelenmekte. Paragraflarının çoğunda Türkiye aleyhine yorumlar ve içişlerimize karışan tümceler bulunmaktadır.

https://publicorthodoxy.org/2018/02/09/religious-persecution-in-turkey/

Hayli uzun olan bu makalenin özeti şöyledir:

Ekümenik Patrik Bartholomeos’un tüm Ortodoksların ruhani lideri olarak durumunun dünya çapında tanınmasına rağmen, Türkiye hükümeti Ekümenik Patrikhane'ye, Ortodoks Hıristiyanlığın tarihsel Kutsal Merkezi'ne yasal statü vermiyor. Ekümenik Patrikhane'nin Türkiye'de mülkiyet ve diğer temel hakları da yoktur.

Ortodoks Hıristiyanlar ve diğer gayrimüslim dini azınlıklar için yasal haklar yerine, Türkiye’de azınlık (topluluk) sistemi kurmuşlardır. Vakıflar; Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından kontrol edilmektedirler.

Türkiye Hükümeti, bazı Rum Ortodoks ve diğer dinsel azınlık vakıflarını herhangi bir temyiz hakkı olmaksızın kamulaştırdı.  Avrupa Birliği'ne üye olmak isteyen Türkiye, gayrimüslim dini azınlık vakıfları üzerindeki mülkiyet kısıtlamalarını iyileştirmeye çalışır görünmekte.

Ekümenik Patrikhane ve Türkiye'nin Alevi Müslüman azınlığı dâhil olmak üzere gayrimüslim dini azınlıklar, gelir üretmek için yeterli vakıf özellikleri olmaksızın dini özgürlüğü kullanmada güçlük çekmektedirler.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Hıristiyan ve diğer Gayrimüslim dini azınlık mülkiyet haklarını Türkiye'de takip etmek için alternatif bir çözüm olmuştur.

Türkiye Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, NATO, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) üyesidir ve 2005 yılında Avrupa Birliği'ne katılmak için resmi müzakerelere başlamıştır. Üstelik tüm bu örgütlere karşı dini azınlıkların haklarını korumak için bağlayıcı yükümlülükler üstlenmiştir.

AGİT'e katılan bir devlet olan Türkiye’nin ulusal azınlıkların haklarını garanti altına almak ve korumak için Helsinki Anlaşmalarının VII. Maddesi uyarınca yükümlülükleri bulunmaktadır. 1989 Viyana Örgütü toplantısının Nihai Belgesi; katılımcı devletlerin dini cemaatlerin haklarını korumasını gerektirir.

1923 Lozan Antlaşması'nda Türkiye, gayrimüslim dini azınlıklara din özgürlüğü verilmiştir. 40 ve 42. maddeler gayrimüslim dini azınlıkların özerklik ve yasal statüsünü vermektedir.

Ekümenik Patrikhane ve diğer gayrimüslim dini azınlıkların mülkiyet hakları Türk tarafında saygı görmüyor.

1922’de Ekümenik Patrikhaneye karşı çıkmak için sözde bir Türk Milli Ortodoks Kilisesi kurmak üzere Türkiye hükümetince bir tasarı çıkarıldı. Hükümet desteğiyle bir Türk Milli Ortodoks Kilisesi kurma çabası, hiçbir yetki, tanınma veya cemaati olmaksızın "Türk Ortodoks Patrikhanesi" diye ilan edilen ve "Papa Eftim" olarak bilinen bozguncu bir köy papazının yönetimine kiliseler verildi. Papa Eftim’in Türk hükümetinin de desteğiyle ele geçirdiği İstanbul'un Galata bölgesindeki kiliseleri ve mülkleri. Ekümenik Patrikhane’nin Türkiye Cumhuriyeti hükümetine defalarca yaptığı çağrılara rağmen geri verilmiyor.

Temmuz 2016'da, Türkiye hükümetine yönelik, Müslüman bir din adamı olan Fethullah Gülen'in ve takipçilerinin suçlandığı bir ordu grubuyla bir darbe girişimi oldu.

Türkiye’de Ekümenik Patriği Fethullah Gülen'e ve başarısız darbeyle bağlamak isteyen sahte ve aşağılayıcı makaleler yazıldı. Niyet; Ekümenik Patrikhaneyi aşağılamak ve Türkiye'deki antihıristiyan oluşumları yanıltmaktı. Türkiye'de mevcut hükümet tarafından çözülmesi taahhüt edilse de yanlış bildirimler Ortodoks Hıristiyanlar ve diğer dinsel azınlıklar için tehdit yaratmaktadır.

Türkiye Avrupa Birliği'ne üye olmayı istiyorsa; Ekümenik Patrikhane ve diğer dini azınlıklar için dini özgürlüklerini sağlamak için bağlayıcı yükümlülükleri vardır.

Türkiye'ye diğer ülkelerden insan haklarına ve dini özgürlük yükümlülüklerine uyması için siyasi baskı uygulamak ihtiyacı bulunmaktadır. Ekümenik Patrikhane ve diğer dini azınlıkların yasal statüsü ve mülkiyet hakları sağlayacak bir adım çok anlamlı olacaktır.”

(Bozonelis, Ekümenik Patrikhane'nin Archonlarının Ulusal Sekreteri ve İcra Komitesi üyesidir. Patrikhane ve vakıfların mülklerinin iadesi için hukuki konularda Ekümenik Patrikhane’ye yardım etmektedir.

George Washington Üniversitesi, Rutgers Üniversitesi ve J.D, Cum Laude'de eğitim aldı. 1990'da New Jersey Yüksek Mahkemesinin hâkimi olarak Devlet Senatosu tarafından atandı. Ardından Kuzey New Jersey İlçeleri'nin (baş) hâkimi olarak atandı. Yargıç Bozonelis, Devlet Yargı Konseyi başkanı ve üyesi olarak görev yaptı. Ve daha çok uzun bir hukuk kariyeri olan Bozonelis; Türkiye'de Patrikhaneye hukuki statü kazandırmak için çalışan ABD yasal hukuk komitesinin başkan yardımcısı ve Patrikhane ve Azınlık Endişeleri Komisyonu Başkanıdır.)

 

GÖRÜNÜYOR Kİ; TÜRKİYE SADECE AFRİN VE OLASI DİĞER BÖLGELERDE ABD İLE KARŞI KARŞIYA DEĞİLDİR

VE ANLAŞILIYOR Kİ ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE PATRİKHANE, RUHBAN OKULU VE EKÜMENİZMLE İLGİLİ ABD DESTEKLİ GÜNDEMLERİMİZ, SORUNLARIMIZ OLACAKTIR

https://21yyte.org/tr/merkezler/islevsel-arastirma-merkezleri/teostrateji-arastirmalari-merkezi/abd-patrikhane-ve-helenizm-trafigi

https://soyledik.com/tr/makale/7023/abd-patrikhane-ve-helenizm-trafigi--bojidar-cipof.html