17 Mayıs 2018 Perşembe

ABD, ARCHONLAR ve DİNİ ÖZGÜRLÜKLER RAPORUNDA TÜRKİYE






 ABD’de “Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu” (USCIRF) adlı bir kuruluş var. Bu komisyon her sene Dünya’da din özgürlüğü ile ilgili bir rapor hazırlıyor ve ABD Hükümeti’ne sunuyor. Aslında bu raporun uluslararası diplomaside hiçbir bağlayıcılığı yok çünkü rapor sadece tavsiye niteliğinde, ancak  ABD tarafından “Algı Yönetimi” olarak kullanılan önemli bir argüman!

 

USCIRF’nin 2018 raporunda; 28 ülkede 2017 yılı içindeki din özgürlüğü ihlallerini kendilerince belgelemişler. Ve bu ülkeler arasında Türkiye de var!

 

Amerikan Kongresi tarafından kurulmuş olan bu komisyonun kendi ağızlarından tanıtımı şöyle: “Dışişleri Bakanlığı'ndan ayrı ve bağımsızdırTüm Dünya’da din özgürlüğünü gözlemleyen ve Devlet Başkanına, Dışişleri Bakanına ve Kongre'ye siyasi önerilerde bulunan bağımsız, çift partili bir ABD hükümeti danışma konseyidir. USCIRF, yurtdışındaki dini özgürlük ihlallerini, bu ihlallerin gerçeklerini ve koşullarını gözden geçirmekte ve Başkan, Dışişleri Bakanı ve Kongre'ye politika tavsiyeleri vermektedir. USCIRF Komiserleri, her iki siyasi partinin Başkanı ve Kongre liderleri tarafından atanırlar.

 

ABD Kongresi tarafından kurulmuş ve ABD maliyesi tarafından finanse edilen bir komisyonun ne kadar “bağımsız” olduğu şüphesiz tartışılır.  Bu komisyonun her sene yayınladığı raporlarda, bazı ülkelerdeki din özgürlüğü ihlalleri gözler önüne serilse de raporda yer alan bazı ülkeler, ABD çıkarları açısından özellikle yerden yere vurulmaktadır.

 

Açıkçası USCIRF’nin bağımsızlığı iddia edilse de bu masum görüntü kisvesi altında ABD politikalarını “Algı Yönetimi” olarak Dünya’ya empoze eden bir kurumdur.

2018 raporunun önemli bir kısmında özellikle endişe duyulan ülkeler (Countries of Particular Concern) veya IRFA (International Religious Freedom Act) olarak tanımlanan ülkelere yönelik tavsiyeler yer alıyor.

 

Raporda geçtiğimiz 2017 yılında dini özgürlüğü sistematik ve aleni olarak uygulayan veya bunlara yapanlara ses çıkarmayan hükümetler olarak şunlar gösterilmiş: Burma, Çin, Eritre, İran, Kuzey Kore, Suudi Arabistan, Sudan, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan -ve diğer altı ülke- Orta Afrika Cumhuriyeti, Nijerya, Pakistan, Rusya, Suriye ve Vietnam.

 

Raporda dini ihlallere sistematik olarak devam eden ve bu husustaki test unsurlarının bir ya da ikisini karşılayan ülkeler için ikinci bir kategoride ise şu ülkeler yer alıyor: Afganistan, Azerbaycan, Bahreyn, Küba, Mısır, Hindistan, Endonezya, Irak, Kazakistan, Laos, Malezya ve Türkiye…

 

Raporda ayrıca dini ihlallere sistematik olarak devam eden devlet dışı aktörler de şu üç grupta yer alıyor: Irak ve Suriye'deki DAEŞ, Afganistan'daki Taliban ve Somali'deki El-Şabab.

 

http://www.uscirf.gov/sites/default/files/USCIRFAnnualReport2018_wlinks.pdf

 

ABD’ye göre “bağımsız” olan USCIRF Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu’nun 25 Nisan’228 sayfalık 2018 Raporu’nu yukarıdaki linkten indirilebilir.

 

Raporda Türkiye açısından tuhaf olan bir durum var! Türkiye’ye 7 sayfa ayrılmış ama bu 7 sayfada ağırlıklı olarak “Rum Patrikhanesi” ve vakıfları yer almakta…

 

ABD’nin Rum Patrikhanesi’ne olan desteğini biliyoruz. Patrikhane’ye “Ekümenik” sanının verilmesi, Patrikhane’ye “tüzel kişilik” verilmesi ve “Heybeliada Ruhban Okulu”nun açılması; bunlar ABD’nin yıllardır Türkiye’den istediği taleplerdir…

 

ABD’de Helenizm emellerine ulaşmak için 1966 yılında kurulan “Order of Saint Andrew The Apostle Archon of The Ecumenical Patriarchate” adlı ABD’de inanılmaz siyasi ve ekonomik güce sahip bir dernek var.

Sözde bağımsız bir ABD kuruluşu olan USCIRF ile sözde değil özde Helenizm neferi Archonlar el ele açıkça aleyhimize faaliyetteler.

USCIRF’nin 25 Nisan’da yayınladığı rapordan hemen sonra 5 Mayıs’ta; Archonlar da her yıl yaptıkları gibi Türkiye’yi hedef alan kararların alındığı “Din Özgürlüğü Zirvesi” yaptılar. 

 

Archonların Başkanı Dr. Anthony J. Limberakis 11 Mayıs’ta, USCIRF raporunu mesnet alarak Türkiye aleyhine (Özeti aşağıda bulunan) bir açık mektup yayınladı.

“ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu (USCIRF), Bir Kez Daha Türkiye'yi, Dünya’nın Her Yerindeki Dini Özgürlük İhlalcileri Arasında Tanımlamaktadır.

ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu (USCIRF) dünyadaki din özgürlüğünün ihlallerini belgeleyen 2018 Yıllık Raporunu yayınladı ve Türkiye'yi 2. Seviye ihlal edenler arasında yani, dini özgürlük ihlallerine sistematik, devam eden ülkelere dâhil etti.

USCIRF'in Türkiye hakkındaki 2018 Yıllık Raporuna göre; 2017'de Türkiye'de din özgürlüğü durumu daha da kötüye gitti. Rum metropolitlerine çifte vatandaşlık verilmesindeki gecikmeler gibi hususlar da raporda yer aldı.

Bazı olumlu işaretler de var! Son yıllarda hükümet bazı azınlık mülklerini dini azınlık topluluklarına iade etme yönünde adımlar attı. Hükümet iki tarihi dini azınlık mülkünü, Rum Ortodoks Sümela Manastırı'nı ve Bulgar Ortodoks Kilisesi'ni restorasyon çabalarını destekledi.

Ancak, Ekim 2016'dan bu yana Protestan Papaz Andrew Brunson'un haksız bir şekilde gözaltında olmasının ülkede yaşayan diğer Hıristiyanlar üzerinde ürpertici bir etkisi oldu.

Erdoğan Hükümeti, Ekümenik Patrikhane’ye haksız baskı yapmaya da devam ediyor: Türk Hükümeti, Sen Sinod’a yalnızca Türk vatandaşı olanların seçilebileceğini dikte etmeye de devam ediyor. 2010'dan bu yana, sadece 30 yabancı metropolit Türk vatandaşlığına alındı

1971'den bu yana Heybeliada Rum Ortodoks İlahiyat Okulu kapatılmıştır. Oysaki o zamandan bu yana binlerce imam-hatip okulu açılmıştır.

Bu arada, tüm dini gruplar gibi Patrikhanenin hukuki statüsünün olmaması, tüzel kişiliğinin tescil edilmesi yasaklanmaktadır. Bunun yerine, Patriğin kendi kişisel adıyla mülk kaydettirmesi gerekiyor.

Ekümenik Patrikhanenin Archonları; ABD'li milletvekillerine Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılmasına izin vermek için Türkiye'ye baskı yapmalarını ve Konstantinopolis Ekümenik Patrikhanesi'ni desteklemelerini ve şu dört ana konuyu ele almaları için çağrıda bulunuyor.

1-Türk hükümeti Ekümenik Patriğin seçimini onaylamakta ve Patriğin bir Türk vatandaşı olması gerektiğinde ısrar etmemelidir.

2-Ekümenik Patrik Bartholomeos'un Ortodoksların Dünya çapında ruhani lideri olarak tanınması ve sadece yerel bir rahip olarak muamele görmemesi.

3-Ekümenik Patrikhaneye tüzel kişilik! Patrikhane Türkiye'de herhangi bir resmi işlemi kendi adı ile yapmasının engellenmemesi ve Patrikhanenin mülk almasını ve diğer idari işlere sahip olması için aracı kullanmasına gerek kalmaması.

4-Mülkiyetin Müsaderesinin önlenmesi: Tüzel bir kimlik olmadığı için Türk Hükümeti Patrikhane'nin yüzlerce yıldır sahip olduğu mülklere el koydu.

USCIRF yıllık raporunda listelenen din özgürlüğünün ihlalcileri arasında ABD'nin NATO müttefiki Türkiye de başlardadır. Buna göre, ABD Hükümeti’ni; Türkiye'nin dini azınlıkların haklarının iyileştirilmesi ve özellikle de Ekümenik Patrikhane’ye karşı devam eden ayrımcılığa ve tacize son verilmesi ile Türkiye'nin NATO'daki durumunu irdelemeye çağırıyoruz.”

Tekrar gibi olmakla birlikte, anlıyoruz ki ABD tarafından “bağımsız” lanse edilen “USCIRF” bağımsız değildir.

 

USCIRF Archonlarla birlikte omuz omuz Helenizm için çalışıyor ve anlıyoruz ki hem USCIRF hem de Archonlar aslında ABD’nin Türkiye aleyhindeki düşüncelerini dile getiren uzantılar…

 

--------------------------

https://21yyte.org/tr/merkezler/islevsel-arastirma-merkezleri/teostrateji-arastirmalari-merkezi/abd-archonlar-ve-dini-ozgurlukler-raporunda-turkiye


http://soyledik.com/tr/makale/7373/abd-archonlar-ve-dini-ozgurlukler-raporunda-turkiye--bojidar-cipof.html


13 Mayıs 2018 Pazar

ABD, PATRİKHANE ve HELENİZM TRAFİĞİ II

Önceki iki makalemizin ilk paragraflarında; Türkiye’de ABD’nin “Müttefik mi, Düşman mı” olduğunun artık sorgulandığını ve Afrin’deki harekât ile ilgili en büyük hasmımızın ise “sözde” müttefikimiz, “sözde” bizim gibi bir NATO üyesi olan ABD olduğunu vurgulamıştık. Bir yandan da Ege ve Kıbrıs’ta Bizans oyunlarının hızlandığından yola çıkarak, her zaman pusuda bekleyen “Helenizm”in bu puslu havada bir şeyler kapma planları yaptığına da işaret etmiştik.

Helenizm” trafiği artarak devam ediyor! Rum Patrikhanesi, Yunanistan ve ABD üçgeninde son birkaç haftada endişe verici bir trafik var! 6 Şubat’ta Heybeliada Ruhban Okulu’nda okulun yeniden açılması için Türkiye’de bulunan misyon temsilcileri, Büyükelçi ve Başkonsolosların katılımıyla “Halki İlahiyat Okulu'nun yeniden açılması için Ekümenik Patriğin yeni çağrısı” adı verilen bir toplantı yapılmıştı.

Yeni bir toplantı 6 Şubat’ta yapılan bu toplantının önüne geçti! Patrik Bartholomeos, 1 Mayıs’ta beraberinde çok sayıda din adamı ile birlikte Heybeliada Ruhban Okulu’nda “İngiltere Büyükelçisi Sir Dominick Chilcott” ve “AHEPA” Amerikan Helenik Eğitim İlerleme Derneği'nin üst düzey üyelerini ağırladı. (American Hellenic Educational Progressive Association)

Önceki makalelerimizde son zamanlarda tırmanan Pontusçuluğa, Dünya’nın birçok yerinde sözde Pontus soykırımı toplantıları yapılmakta olduğuna ve 9 Şubat 2018’de İstanbul’daki “Zoğrafyon Rum Lisesi”nde sekizinci kez yapılan bir festivale ve bu festivale katılanların nedense sadece Pontusçular olduğuna da dikkat çekmiştik. 

Yeni bir toplantı 6 Şubat’ta yapılan bu toplantının önüne geçti! Patrik Bartholomeos, 1 Mayıs’ta beraberinde çok sayıda din adamı ile birlikte Heybeliada Ruhban Okulu’nda “İngiltere Büyükelçisi Sir Dominick Chilcott” ve “AHEPA” Amerikan Helenik Eğitim İlerleme Derneği'nin üst düzey üyelerini ağırladı. (American Hellenic Educational Progressive Association)

Kaynak linklerde [1] okuyabileceğiniz makalemizde ayrıca son zamanlarda tırmanan Pontusçuluğa, Dünya’nın birçok yerinde sözde Pontus soykırımı toplantıları yapılmakta olduğuna ve 9 Şubat 2018’de İstanbul’daki “Zoğrafyon Rum Lisesi”nde sekizinci kez yapılan bir festivale ve bu festivale katılanların nedense sadece Pontusçular olduğuna dikkat çekmiştik.

Bahsi geçen festival katılımcıları arasında bulunan AHEPA “Amerikan Helenik Eğitim İlerleme Derneği”nin kısa bir süre sonra İngiltere Büyükelçisi ile birlikte Türkiye’de tekrar boy göstermesi enteresandır ve dikkatle izlenmesi gereken bir durumdur.

AHEPA Başkanı “Carl R. Hollister” 1 Mayıs’ta Rum Patriği Bartholomeos’a hitaben yaptığı konuşmasında, Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılmasının en büyük hakları olduğunu söyledi ve bu hususta her türlü yardımı yapmaya hazır olduklarını da belirtti. Konuşmasında şu detay fevkalade önemlidir: Carl R. Hollister sorumlu olduğu kurumun (AHEPA’nın) Ruhban Okulu'nu yeniden açma hakkını koruduğunu söylemiştir.

(Carl (Icaros) R. Hollister: ABD’li işadamı AHEPA’nın 2017 Temmuz’da yapılan, 95. Konvansiyonunda genel başkanlığa seçilmiştir)

AHEPA’nın Kanada kolunun Yüksek Komiseri ve Başkanı “Christos Argirious” ise toplanan maddi bir yardımı Heybeliada Ruhban Okulu'na verdi. (Miktar hakkında bilgi alınamamıştır.)


Patrik Bartholomeos, İngiltere Büyükelçisi, AHEPA Başkanı ve AHEPA’nın Kanada Başkanı Ruhban Okulu’nda neden toplandılar?” Diye düşünürken birden bire bugüne kadar “Helenizm Destekçiliği” için adı pek öne çıkmayan Kanada’dan enteresan bir haber aldık!

1 Mayıs’ta yapılan bu enteresan toplantıdan sadece 2 gün sonra, 3 Mayıs’ta; Quebec eyaletinde yer alan ve 450 bin civarında nüfusu olan “Kanada Laval Kenti Meclisi” Sözde Pontus Katliamını Tanıdı!

Laval Şehri Meclisi 1914-1922 yılları arasında meydana gelen Pontus katliamını; soykırımın tanınması ve soykırımda ölenlerin onurlandırılması söylemi ile mecliste oybirliğiyle kabul etti ve “Bir milyondan fazla Yunanlı ve diğer azınlıklar Osmanlı ve Türk milliyetçi güçleri tarafından Küçük Asya'da öldürüldüler ya da kovuldular.” iddiasında bulunuldu. Alınan kararın belgesi Montreal Başkonsolosu Deniz Barkan Umruk’a da gönderilmiştir.

Yunanistan Kanada Büyükelçisi “Dimitris Azemopoulos”, milletvekillerine ve meclis üyelerine desteklerinden dolayı teşekkür etti ve sosyal medya hesabında şunları paylaştı: “Oybirliği! Evet, Kanada'nın en büyüklerinden biri olan Laval Belediyesi Meclisi oybirliği ile Pontus Soykırımını tanıdı! Hakikat ve adalet her zaman sonunda zaferle kazanır. Dürüst olmak gerekirse, bu alınan karara katkıda bulunan herkese derin bir şekilde minnettarım.

Kanada'daki Helenik Kongresi ise Laval Kenti’nin bu kararı için şu ifadeleri kullandı:

 “Quebec'teki Hellenik topluluğu için tarihi bir karardır. Burada, Quebec ve Kanada'da, Yunan atalarımıza ve insanlığımıza karşı yapılan bu acımasız ve iğrenç suçları gelecek nesillere hatırlatmak hepimiz için bir görevdir.





Megali İdea”nın en büyük destekçileri Rum Patrikhanesi’nin himayesinde, Amerika’da yapılanmış ve bir devlet yapısı gibi organize edilmiş ABD’deki Archonlar topluluğudur.

Fener Rum Patriği’nin başkanlığında sivil ve ruhanilerden oluşan adeta bir “Hükümet” modeli şeklinde çalışan bu kişilere kısaca “Archon” deniyor. Archonluk, tüm imkânlarını “Megali İdea” emelleri için ortaya koyabilecek kişilerden oluşan “Paramasonik” bir yapılanmadır. Eski Rum Patriklerinden 1.Athenagoras’ın oluşturduğu bu yapılanma; 1966 yılında “Order of Saint Andrew The Apostle Archon of The Ecumenical Patriarchate” adıyla bir derneğin Amerika’da kurulması ile devam etti. Archonlar, şu anda ABD’de inanılmaz siyasi ve ekonomik güce sahiptirler ve ana amaçları şunlardır:

1- Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri nezdinde, Heybeliada Ruhban Okulu konusunda lobi çalışmaları yapmak.

2- Patrikhane’nin mülk edinme konusu ve Rum vakıflarının mal varlıklarının iadesini sağlamak.

3- Türk Hükümeti’nin Patrik seçimine ve Sen Sinod’un oluşumuna müdahale etmemesini temin etmek.

4- Rum Patrikhanesi’nin "Ekümenizm"liğinin Türkiye tarafında tanınmasını sağlamak.

Archonlar son zamanlarda gerek resmi web sayfalarında ve gerekse çeşitli sosyal medya hesaplarından Türkiye’ye saldırmaktadırlar. Örnek olarak; 4 Mayıs’ta yapılan bir paylaşımda, Rum Patriği ve Sen Sinod üyelerinin bir fotoğrafı şu ifadelerle paylaşıldı: “Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana, Türkiye'deki hükümet yetkilileri; Ekümenik Patriğin seçilmesinin içsel Kilise sürecine müdahale etmektedir. Bu keyfiyete göre; Türk hükümeti herhangi bir patrik adayını keyfi olarak veto edebilmektedir.

Halen ülkemizde tutuklu, ABD’li “Papaz Brunson” için ise şu paylaşım yapıldı: Bir yıldan fazla bir süredir bir Türk hapishanesinde bulunan masum ABD vatandaşı olan papaz Andrew Brunson'un, inancından dolayı serbest bırakılması için dua ediniz. Yargılanmasının 2. günü yarın 7 Mayıs’tadır. Zaman; şimdi Hıristiyan kardeşimize karşı durmak ve serbest bırakılmasını talep etmek zamanıdır.

Yeni Vakıflar Kanunu’nun, 41. Maddesi gereğince 28 Aralık 2008’de yapılan “Vakıflar Meclisi’ne “Azınlık Vakıfları Temsilcisi” olarak “Pandeli Laki Vingas” seçilmişti. Laki Vingas Rum vakıflarında ve derneklerinde halen çeşitli görevlerde bulunan Rum Cemaati’nin önemli bir mensubudur. Laki Vingas; 25 Mart 2011’de “Boyacıköy Rum Kilisesi”nde yapılan bir törenle “Archon” ünvanı almıştı.

ABD’de Archonlar tarafından her yıl özellikle Türkiye’yi hedef alan kararların alındığı “Din Özgürlüğü Zirvesi” yapılmaktadır. Bu seneki zirve 5 Mayıs’ta yapıldı. Archonlar bu zirvede “Papaz Brunson”un serbest bırakılması için kamuoyu yaratılmasına “Türkiye'de, demokratik ülkelerdeki devredilemez insan haklarına ilişkin olarak çok az ilerleme kaydedildiğini üzüntüyle not ediyoruz. Bunların arasında, Türkiye Hükümeti’nin Ekim 2016'dan bu yana Amerikalı Papaz Andrew Brunson’u esir tutmaya devam etmektedir ve din özgürlüğü kavramı da göz ardı edilmektedir. Türkiye Hükümeti’ne Papaz Brunson'u derhal serbest bırakmaya ve din özgürlüğüne karşı bağlılığını yeniden teyit etmeye çağırıyoruz.” Şeklinde ifadelerin de yer aldığı için bir karar aldılar ve 10 Mayıs’ta resmi web sitelerinde yayınladılar.






ABD Rum Başpiskoposluğunda, ABD Başpiskoposu Demetrios’un ev sahipliğinde yapılan bu zirvenin Patrikhane için dinsel özgürlük arayışındaki ilerlemeleri değerlendirmek için yapıldığı da belirtilmiştir. Çok sayıda Archonun katıldığı toplantıya Fransa Metropoliti “Emmanuel” ve “Laki Vingas” da katıldı.

-----------------------