karadeniz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
karadeniz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Ağustos 2020 Cuma

TÜRKİYE’DE GÜZEL ŞEYLER OLUYOR

 

21 Ağustos 2020’de Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan “Müjde”yi verdi… Karadeniz’de 320 Milyar Metreküp mertebesinde doğal bulduk. Bu “Müjde”nin sadece ilk olduğunu ve devam eden sondajlar neticesinde kısa bir sürede başka “Müjde”ler de geleceğini anladık. 

Yakın bir gelecekte Türkiye’nin enerji bağımlılığının ortadan kalkacağına inanıyorum ve bu sürece katkısı olan herkese şükranlarımı sunuyorum.

Ülkemiz açısından bu çok güzel gelişme dolayısıyla sevincimi paylaşıyorum. Başka noktalarda da çıkması muhtemel rezervlerle orta vadede Türkiye açısından büyük ekonomik gelişmeler olacaktır.

Çocukluğumuzdan itibaren Shell, BP gibi emperyal devletlerin şirketlerinin Türkiye’de sondaj yapıp sonra da “yok” deyip gitmelerine şahidim! Oysaki tüm coğrafi çevremizde doğal kaynaklar var!

Bugün şuna kaniyim ki kiralanan gemilerle bu iş olmuyormuş. Kendi öz malımız olan ekipmanlarlar gerekli... Yoksa işin içine komplo teorileri giriyor.

Türkiye’de güzel şeyler oluyor…

Bojidar Çipof

 


5 Mart 2020 Perşembe

ŞİDDETİ KUTSAYAN YUNAN DİN ADAMLARI


 Yunanistan’ın Türkiye’ye yakın bölgelerinden dört Metropolit  (Papazlıkta üst bir rütbe) 2 Mart’ta Yunan asker ve polisine destek için Türk-Yunan sınırı olan “Kastanies Sınır Kapısı”na giderek provokasyon yaptılar.
Bunlar Dimetoka, Orestias ve Soufli Metropoliti Damaskinos, İskeçe ve Peritheorion Metropoliti Metropoliti Panteleimon, Alexandroupolis (Dedeağaç) Metropoliti Anthimos ve Maroneia ve Komotini (Gümülcine) Metropoliti Panteleimon’dur.
Kaynaklarda bu dört metropolitin “Türklerin yarattığı kaos ile mücadele eden Yunan polis ve askerlerine moral ve dua desteği vermek için” gittikleri yorumlanıyor.
Yunan basınında, dört Metropolitin ağzında ortak söylem olarak aşağıdaki paragraf verilmiştir.
“Bugün buraya son birkaç gün içinde asker, polis, itfaiye, Belediye çalışanları ve başkanları ile ülkemizin sınırlarını Türklerin yarattığı kaostan korumak için mücadele eden tüm insanlara moral dileklerimizi ve desteğimizi ifade etmek için geldik. İnsanlarımız kararlı ve iyi ruh halindedirler.” Metropolitler (Sınır geçişlerinin önlendiğini ifade ederek) Barışın yeniden sağlandığını görmek güzel.”  dediler.
Bu organizasyonu yapan Dimetoka, Orestias ve Soufli Metropoliti Damaskinos’tur. Bu konudaki sosyal medya paylaşımlarında da Metropolit Damaskinos'un diğer üç metropoliti de organize ederek 2 Mart’ta Kastanies Sınır Kapısı’na giderek gövde gösterisi yaptıkları dile getirilmektedir.
Damaskinos 2 Mart’tan önce, 28 Şubat’ta Türkiye’nin sınır kapılarını açmakla ilgili kararından bir gün sonra Yunanlı gazeteci Maria Manaka’ya aşağıda özeti bulunan tepkisel bir röportaj vermişti.
Maria Manaka Metropolit Damaskinos’dan bahsederken şöyle diyor: “Türkiye’nin yarattığı ‘yasadışı göçmen silahlarıyla’ tanınmayan bir savaştan söz ediyoruz. Yunan silahlı kuvvetlerinin Yunanistan ve Yunan halkının hakları için verdiği çılgınca çabayı desteklerken, asker ve polislerimiz çok zor şartlarda ve güvende olmadan görev yapmaktadır
Metropolit Damaskinos'un basın açıklaması ise şu şekildedir: “Sınırlarımızda meydana gelen olaylara sessiz ve kayıtsız kalabilir miyiz? Silahlı kuvvetlerimiz ve Yunan sınır muhafızlarımız son zamanlarda savaşıyor. Yasadışı göçmenlerden oluşan bir silahla acımasız bir savaştır bu!
Anavatanımızın savunması ve halkımızın onuru için mücadelede eden herkes için dua ediyoruz. Yerel topluluklar ve cemaatlerimiz sınırlarımızı savunanlara sempati duyuyor"
Damaskinos ve diğer metropolitler belirli zamanlarda ayin ya da başka bahanelerle Türkiye’ye giriş yapmakta!
Fener Rum Patrikhanesi ile birlikte (Zaten hiyerarşi olarak Bartholomeos’a bağlıdırlar) Marmara Bölgesi ve Anadolu’daki çeşitli bölgelerdeki metruk Rum kiliseleri üzerinden faaliyette bulunmaktalar…
Bir örnek;
Nisan 2013’te Edirne'nin Uzunköprü ilçesinde restore edilen Aziz Ioannis Kilisesi için (O zamanki) Uzunköprü Belediye Başkanı Enis İşbilen yanına Dimetoka Metropoliti Damaskinos’u da alarak Rum Partrikhanesi'nde Patrik Bartholomeos'u ziyaret etmişti. Yapılan ziyarette Rum Patriği Bartholomeos ve Dimetoka Metropoliti Damaskinos açılması düşünülen Eskiköy Sınır Kapısı için Uzunköprü Belediye Başkanı Enis İşbilen'e destek sözü vermişlerdi.
Yukarıda önemli gördüğümüz için örnek verdiğimiz bu ziyaret Damaskinos ve diğer üç metropolitin Türkiye’ye yaptığı onlarca ziyaretten sadece biri!
Türkiye’de cirit atan, başta Damaskinos olmak üzere bu Yunan metropolitler aynı zamanda Batı Trakya’daki Türklerle ilgili de her fırsatta olumsuz yorumlarda bulunan ve hatta zaman zaman halkı Türkler aleyhine kışkırtanların da arasında bulunuyorlar…
Alexandroupolis (Dedeağaç) Metropoliti Anthimos ise sınırda yaptıkları şovun bir gün sonrasında SKAI TV’ye (ΣΚΑΙ) şöyle bir beyanatta bulundu: “Çok sabır gösterdik. Hayırseverliğimizi de gösterdik ve tüm dünyaya misafirperverliği gösterdik ve de öğrettik. İnsanlara Ortodoks maneviyatımızı gösterdik ve onlara yardım ettik.
Komşu ülke (Türkiye) insan haklarına ve insan onuruna karşı suç işlemektedir. Maskeleri düştü, tüm bu yıllar boyunca bizimle dalga geçtiler.
Bu tuhaf bir savaş. Askerlerimizin ne fırlattıklarını gördük. Sadece göz yaşartıcı gaz… Türk askeri ve polisi ise yazıyor. Aralarında kadın ve çocukları olan bu sefil insanları nereden buldular?”
Bu beyanat çok ilginç; bir din adamı mülteciler hakkında “bu sefil insanları nereden buldular?”  diyebiliyor. Bahse konu olan insan ve bu sözde din adamı, görevi iyiliği ve merhameti öğretmek olan bu sözde din adamı mazlum mülteciler için “bu sefil insanları nereden buldular?” demekte…
Anthimos da Damaskinos ve diğer metropolitler gibi belirli zamanlarda ayin ya da başka bahanelerle Türkiye’ye giriş yapmakta!
Batı Trakya’da Türkiye Aleyhine Davranışta Bulunan Sadece Yunan/Rum Papazlar mı?
Yunanistan tarafından atanmış Müftü Halil Cihad’ın Türkiye’den Yunanistan’a geçmeye çalışan mültecilerle ilgili beyanatına bakalım!
Gümülcine’de Yunanistan tarafından atanmış olan Müftü Halil Cihad; Kastanies Sınır Kapısı’ndaki gelişmelerle ilgili bir açıklama yaptı. 2 Mart’ta “Xanti Press Ajansı”nda çıkan haberin özeti aşağıdadır:
Komşu ülkede (Türkiye’de) yıllarca yaşayan insanların Yunan topraklarına zorla girmeye çalıştıklarını görmek hoş değil. Hiç kimse vatanımız Yunanistan'ın doğru olanı yaptığını inkâr edemez. Bir AB üyesi olarak Yunanistan'ın, topraklarını korumak ile ilgili hakları savunmak için antlaşmaların hükümlerine ve Avrupa operasyonları çerçevesinde hareket etme hakkı vardır"  (Yorumsuz!)
Atanmış Müftü Halil Cihad ile ilgili internette yapılacak bir aramada; Batı Trakya Türklerinin kendisine gösterdikleri tepkileri ve hakkındaki söylemleri bulabilirsiniz…
Uluslararası hukukta mütekabiliyet diye bir kavram var. Bir yanda Türkiye’deki Rum Patrikhanesi’nin din adamlarına her türlü tolerans gösterildiği, öte yandan Batı Trakya’da seçilmiş müftülere sürekli davalar açarak yıldırmaya çalışan ve kendi atadığı kukla müftüleri öne süren Yunanistan!
Seneler önce merhum İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Aga ile sohbetlerim ve birlikte çıktığım televizyon programları olmuştu. Çektiği zulmü ilk ağızdan dinlemek inanın tüylerimi diken diken etmişti.
Günümüzde değişen bir şey yok Batı Trakya Türklerinin seçtikleri Müftüler mahkeme kapılarında süründürülerek yıldırma politikası sürdürülüyor.
Atanmış müftüler ise ya Türk değil ya da atanmış Müftü Halil Cihad örneğinde olduğu gibi Türkiye için “Komşu ülke” diyecek kadar kimliğine yabancılaşmış!

19 Haziran 2019 Çarşamba

TSİPRAS’DAN PONTUS HAMLESİ

Yunanistan Resmi Gazetesinde, "Pontuslu Rumların Tarihsel Arşivi Hazırlama Komitesi" adlı ortak bir komitenin kurulmasıyla ilgili olarak 31 Mayıs 1919 tarihinde B/2009 sayı numaralı, Başbakan Alexis Tsipras tarafından imzalanmış bir kararname yayınlandı. (ΦΕΚ, Τεύχος B’ 2009/31.05.2019)
Bu kararnameyi Alexis Tsipras’ın istifasının öncesinde Türkiye aleyhine attığı bir adım olarak da yorumlayabiliriz ya da istifanın ardından yapılacak seçimlerde Türkiye aleyhtarlığının prim sağlaması için atılmış bir adım.


Fotoğraf: Alexis Tsipras’a Pontus dernekleri ile görüşmesinde kendisine kemence hediye edilirken. Yakasında “G” soykırım anlamında “Genocide rozeti bulunuyor.
 Yunanistan’da Pontus dernek ve kulüplerinin parçalanmış bir yapısı vardır ve aralarında yapılan törenler ve tarihleri üzerinde bile fikir ayrılıkları bulunuyor. Türkiye aleyhine yapılan etkinlikleri kendi doğrultularında yapmaktalar. Oysaki bu işin arkasındaki finansörler ve üst akıl, sayıları azımsanmayacak kadar çok olan Pontus dernek ve kulüplerinin bir arada, tek ses olarak hareket etmelerini arzulamaktalar. Alexis Tsipras da bu adımı atarak bir anlamda bütün Pontus dernek ve kulüplerini bir çatı altında toplamayı amaçlamaktadır.
1994 yılında, Yunanistan Parlamentosu’nda 19 Mayıs 1919 tarihini “Pontus Soykırımının Anma Günü” olarak kabul eden bir yasa onaylanmış ve 8 Mart 1994 tarihli Yunanistan Resmi Gazetesi’nde yayınlanmıştı. 
Bazı medya unsurlarında şu paragraf yer aldı: “Bu, Başbakan Alexis Tsipras'ın, Pontus Helenizm’inin soykırımının hatırasını korumak için, Pontus toplumlarının temsilcilerine ortak bir komite kurulmasına yönelik taahhüdünün gerçekleştirilmesidir.
Alexis Tsipras ile Pontus dernek ve kulüplerinin temsilcileri, 18 Mayıs 2019'da Selanik'teki Başbakanlık binasında toplandılar. Sözde Pontus soykırımı iddiasının 100. yıldönümünden bir gün önce böyle bir toplantı yapılması dikkat çekti! Komisyonun çalışmaları, Yunanistan Resmi Gazete’sinde detaylı olarak açıklandı. Açıklama, Pontus kültürünün ve Pontus tarihinin ortaya çıkmasına ilişkin tekliflerin detaylandırılması ve değerlendirilmesi süreci hakkındaydı. Ayrıca Selanik ve Atina’da tematik parkların oluşturulmasına yönelik tekliflerin hazırlanması ve sunulması istendi. Bu parklarda yapılacak tematik peyzaj ile gezenlerde Pontus kültür ve tarihinin vurgulanarak algı yaratılması hedeflenmektedir.
Yunanistan’da ve Dünya’da “Megali İdea”, “Patrikhane”, “Ruhban Okulu” hususları ile ilgilenen çok sayıda oluşum/destekçi bulunuyor. Bunların Pontusçuluktan ayrıldığı bir nokta var!
Megali İdea, Patrikhane, Ruhban Okulu konularında Türkiye’ye baskı yapanlar; başta ABD olmak üzere AB ülkeleridir. Özellikle ABD “Archon” topluluğu, ABD’de çok zengin ve etkin kişilerden oluşur ve kendilerini canlarını ve mallarını Helenizm ve Patrikhane uğruna harcamaktan sakınmayacak kişiler olarak tanımlarlar!
Pontus dernek ve kulüplerinin faaliyetlerini Megali İdea, Patrikhane, Ruhban Okulu konuları ile iç içe olsalar da ayrı değerlendirmek gerekiyor! Çoğunluğu Yunanistan’da bulunan, Avrupa ve ABD ile Kanada ve Rusya’da sayıları yüzlerle ifade edilebilecek, linkte bir kısmının listesi bulunan dernek ve benzeri Pontusçu oluşum var. 

Megali İdea’nın Türkiye aleyhine çalışan bir başka kolu olan Pontusçuluk on yıllardır çok aktif durumda!

Üzücü olan Karadeniz insanı arasında bir kısım insanları sözde Pontus soykırımı masalına inandırmış olmaları.

Bunun yansıması olarak yazılmış/yazdırılmış Pontusçu kitapların, makalelerin sayıda azımsanamaz.

Aşağıda hakkında bilgi bulunan Yunanlı İvan Savidis’in sahibi olduğu “Pontos News” adlı bir site bu konuda başı çeken medya unsurları arasında. Örneğin bu sitede çıkan bir haberde şu iddia yer aldı; “1919'da Kemal Paşa'nın Samsun'a geçişini takiben Pontus'ta yüz binlerce Yunanlıyı katlettiler. Erkekler, kadınlar ve çocuklar dâhil olmak üzere 350.000'i aşan soykırım kurbanı vardır. Tecavüzler, işkenceler ve taburlarda zorunlu ağır çalışmalar Pontuslu kardeşlerimizin ölümüne yol açtı. Ve bu bir soykırımdır. Pontuslular Rum, Yunanlı ve Hıristiyan oldukları için öldürülmüşlerdir.” denilmektedir.
Sözde Pontus soykırımının 100. yılı için Yunanistan’da sayısız etkinlik düzenlendi. Bir bakıma 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’in Samsuna ayak basmasının 100. yılının Türkiye’deki kutlamalarını gölgelemeye çalıştılar. Bu seneki sözde Pontus soykırımının 100. yılı için oluşturulan logo; “PGNTGS” şeklindeydi. Pontos kelimesinin içindeki  “O” harfleri yerine “Genocide” (soykırım anlamında) “G” harfi kullandılar.
Gelelim yazımızın konusu olan "Pontuslu Rumların Tarihsel Arşivi Hazırlama Komitesi"ne!
Komisyon; Makedonya-Trakya Sektörü’nden sorumlu İçişleri Bakan Yardımcısı ve Başbakanlık Genel Sekreterliği Selanik Ofisi’nin danışmanları tarafından yönetilecek ve aşağıda belirtilen 11 kurumdan görevlendirilen üyelerden oluşacaktır.
1-Başkan: Makedonya-Trakya Sektörü’nden sorumlu İçişleri Bakan Yardımcısı
2-Pan-Hellenic Pontus Toplumları Federasyonu (ΠΟΠΣ) http://pops.gr
3-Yunanistan POE Federasyonu (ΠOE) http://www.poe.org.gr
4-Eski SSCB Pan-Hellenic Toplulukları Federasyonu (ΕΣΣΔ/ΠΟΣΕΠ)
5-Eğitim, Araştırma ve Din İşleri Bakanlığı temsilcisi
6-Kültür ve Spor Bakanlığı temsilcisi
7-Çevre ve Enerji Bakanlığı temsilcisi
8-Maliye Bakanlığı temsilcisi
9-Başbakanlık Genel Sekreterliği Selanik bürosundan bir danışman,
10-Selanik Aristotle Üniversitesi'nden Pontus Çalışmaları Bölümü ve Arkeoloji Bölümü Başkanlığı temsilcisi
11-Pontus Çalışmaları Komitesi’nin temsilcisi
Ayrıca Yunanistan Başpiskoposluk Federasyonu da bu projeye destek verecektir. 10 ve 11 sıradaki kurumlar Yunanlı milyarder İvan Savidis tarafından finanse ediliyor.
(İvan Savidis, Forbes’e göre yaklaşık 2 Milyar Dolar serveti olan Yunan/Rus işadamıdır. 2003'te, Putin taraftarı bir parti olan “Birleşik Rusya Partisi”nden Devlet Duma milletvekili seçildi. Yunan PAOK Kulübü’nün sahibi olan İvan Savidis Mart 2018’de hakeme kızarak belinde silah ile sahaya inerek Yunanistan Futbol Ligi’nin 3 hafta tatil edilmesine neden olmuştu. 2009’da Sümela’da yaşanan korsan ayinin tertipleyicisi ve 2010’da başlayan ve birkaç yıl devam eden 15 Ağustos Sümela ayinlerinin de finansörü ve organizatörüdür. Bu konuda bkz. Bojidar Cipof, Sümela Mudanya Arasında Megali İdea Hareketliliği)
Yukarıda zikredilen Yunan kurumlarını alt alta yazdığımızda anlaşılan şudur ki; Yunanistan’ın neredeyse tüm resmi kurumları Türkiye aleyhine çalışmak üzere sözde Pontus soykırımı söyleminde bir çatı altında toplanarak Türkiye aleyhine örgütlenecekler.

İstifa etmiş ve erken seçim sürecinde olan Tsipras yapılacak seçimlerde seçilsin ya da seçilmesin Yunanistan Hükümeti’nin başına kim geçerse geçsin Yunan “Megali idea”sı için çok cazip olan Türkiye aleyhtarı “Pontus Projesi”ni sürdürecektir.

YUNAN MEGALİ İDEA’SINA GÖRE BİR GÜN GERÇEKLEŞMESİNİ DÜŞÜNDÜKLERİ “SÖZDE PONTUS” HARİTALARI


MEGALİ İDEA’YA GÖRE BİR GÜN “İSTANBUL” DA “KOSTANTİNOPOLİS” ADIYLA YUNANİSTAN’IN BAŞKENTİ OLACAKTIR