joe biden etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
joe biden etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Ekim 2023 Pazartesi

İNGİLTERE KRALI CHARLES, YUNANİSTAN ESKİ HANEDANI’NIN SON REİSİ VELİAHT PRENS PAVLOS ve ARCHONLAR

İngiltere Kralı III.Charles’ın 2015’te Galler Prensi iken kurmuş olduğu, “Prince's Trust International” adlı, merkezi Güney Londra “8 Glade Path Londra SE1 8EG” bulunan bir vakıf var.

Vakfın amacının (Kendi ifadeleriyle) küresel genç işsizliği kriziyle mücadele etmek, gençlerin öğrenmesini, kazanmasını ve gelişmesini sağlamak, eğitim, istihdam ve girişim programları sunmak için dünyanın dört bir yanında yerel ortaklarla birlikte çalışmak olduğu belirtiliyor.

Kısaca Kral III.Charles tarafından, Prens iken kurulan gençlerin işe, eğitime veya öğretime katılımını desteklemek için dünya çapındaki hükümetlerle birlikte çalışan, kâr amacı gütmeyen bir hayır kurumları ağı şeklinde de tanımlayabiliriz.

Kral III.Charles tarafından kurulan bu vakıf hakkında biraz daha araştırma yapıldığında; küresel genç işsizliği kriziyle mücadele etmek için 2015'te kuruldu ve bu yana dünya çapında gençleri destekleyen bir faaliyet içinde olduğu görülüyor. Ve faaliyetlerinin çok büyük ölçekte olduğunu da özellikle vurgulayabiliriz.

Vakıf, son 10 yılda gençlere yaptığı yardımlarla 1,4 milyar Sterlin (ISO Kodu:GSP) tutarında fayda sağlamış. Geçtiğimiz yıl Birleşik Krallık genelinde 46.000'den fazla genci desteklenmiş. (İngiltere’de 1.066 milyon Sterlin. İskoçya’da 145 milyon Sterlin harcamışlar)

Büyük bir organizasyon olan Prince's Trust'ın 1.100'ün üzerinde personeli ve yaklaşık 9.000 gönüllüsü ve yardımcı çalışanı bulunmaktadır.  https://princestrustinternational.org/

Kendileri için şöyle diyorlar: Gençlerin kendi geleceklerini inşa etmelerine yardımcı olacak programlar ve müdahaleler geliştirmek için yerel ortaklarla birlikte çalışıyoruz.

Gençlerin sesini küresel sahnede yükseltmeye ve onların ihtiyaçlarını işimizin tasarım ve sunumunun tam merkezine koymaya kararlıyız. Çabalarımız; sürdürülebilir küresel kalkınma hedeflerine ulaşmaya

Şu anda İngiliz Milletler Topluluğu dâhilinde ve Asya, Afrika, Karayipler, Orta Doğu ve Avrupa genelinde 20'den fazla ülkede faaliyetteyiz ve kuruluşumuzdan bu yana 50.000'den fazla gence destek olduk.

Misyonumuz gençleri öğrenmeye, kazanmaya ve gelişmeye teşvik etmektir. Başarılı olmak ve somut istihdam sonuçları sağlamak için gereken becerileri ve güveni geliştirmeye yönelik fırsatlar sağlıyoruz.

Uzmanlığımızı küresel bir yerel ortak ağıyla harmanlıyor ve gençlerin kendi geleceklerini inşa etmelerine yardımcı olacak programlar ve müdahaleler geliştiriyoruz.

Vizyonları için ise; “Her gencin başarılı olma şansı olmalıdır” sloganını benimsemişler ve 2018'den bu yana programlardaki gençlerin %66'sına iş ve eğitim sağlanmış.

Çalışma alanları olarak ülkeler takdim ediliyor: Yunanistan, Barbados, Jamaika, St. Lucia, Trinidad, Tobago, Sırbistan, Malta, Mısır, Ürdün, Gana, Kenya, Nijerya, Ruanda, Tanzanya, Karayipler, Uganda, Pakistan, Hindistan ve Malezya. Vakfın İngiltere ve İskoçya dışında en fazla yardım ettiği ve ilgilendiği ülke Yunanistan!

Yazımızın devamında; Kral III.Charles’ın “Helen/Yunan” tarafını irdelemek gerekiyor. Evvelâ Kral III.Charles’ın Helen tarafını, ardından Yunanistan Veliaht Prensi Pavlos'u ve bu vakıftaki rolünü ele alacağız.

III.Charles annesi II. Elizabeth'in 8 Eylül 2022'de ölümü üzerine tahta çıktı. Charles ve eşi Camilla; Birleşik Krallık ve İngiliz Milletler Topluluğu Kralı ve Kraliçesi olarak 6 Mayıs 2023'te, kraliyet törenlerinin hep yapıldığı, Westminster Abbey'de (Westminster Katedrali)  taç giydiler.

Kral III. Charles'ın taç giyme töreninde; Bizans İlahi Topluluğu, Rum Ortodoks ilahileri okudu. Bunun Kral'ın Charles'ın merhum babası Prens Philip'e saygı duruşu olarak yapıldığı açıklandı.

Bir evlat doğduğu zaman dinini ve milletini babasından alır. Peki, merhum Prens Philip neydi? Oğlu Charles nedir? Yunanistan’da Kral Charles için neden “Yunan Kral” derler?

Prens Philip, 1921 yılında Yunanistan ve Danimarka Prensi unvanıyla Yunanistan'ın Korfu adasında doğdu. Philip'in ebeveynleri, 1949'da Yunan Ortodoks rahibeleri için bir hemşirelik tarikatı kuran ve Tinos Adası’nda eğitim gören Yunanistan Prensi Andrew ve Battenberg Prensesi Alice idi. (Andrew ve oğlu Philip; doğumlarıyla birlikte ailelerinin Danimarka soyu nedeniyle Yunanistan ve Danimarka Prensi unvanları ile anılmaktadırlar)

Philip'in babası, Yunanistan Prensi Andrew ise İngiltere, Fransa ve Rusya tarafından 1863'te imzalanan bir protokolün ardından Yunanistan Kralı seçilen, eski adıyla Danimarka Prensi Wilhelm olan I.George’un dördüncü oğluydu. (I.George, 1913'te Selanik'te suikast sonucu öldürülmüştür)

Prens Andrew'un kardeşi I.Konstantin, I.George'un ölümünden sonra Yunanistan Kralı oldu. 1920-1922 yılları arasında krallık yaptı. Britannica'ya göre, "Birinci Dünya Savaşı sırasındaki tarafsız ama esasen Alman yanlısı tutumu, Batılı Müttefiklerin ve Yunan rakiplerinin onu 1917'de tahttan indirmesine neden oldu"

Yukarıdaki kısa tarihçe ile II.Elizabeth döneminde kraliçe ile evlenerek aileye katılan Philip'in bir Helen olduğunu görüyoruz. İngiltere’nin II.Elizabeth dönemi ve ardından gelen prenslerin ise Philip'in soyundan devam ettikleri için resmen Yunan/Helen olduklarını görüyoruz. Zaten Charles da çok büyük bir Grekofil’dir. (Grekofil= Helensever)

Kral III.Charles, 2018'de Galler Prensi olarak yaptığı Yunanistan ziyareti sırasında Kathimerini'ye şunları söylemiş: "Her şeyin dışında, Yunanistan benim kanımda var ve onun antik kültürüne ve tarihine uzun zamandır hayranlık besliyorum." Yunanistan'ın birçok güzel ve eşsiz yeri var

Geçtiğimiz Eylül ayında Kraliçe II.Elizabeth'in ölümünün ardından Kral olan Charles şunları söylemişti: "Bu kadar derinden önemsediğim hayır kurumlarına bu kadar zamanımı ve enerjimi ayırmam artık mümkün olmayacak. Ancak bu önemli çalışmayı biliyorum. Başkalarının güvenilir ellerine geçecek"

Prens Pavlos’a geçmeden önce yazımızın başlığında bulunan Archonlar hakkında kısa bir bilgi vermek gerekiyor.

Archonlar; eski Patriklerden I.Athenagoras tarafından ABD’de kurulmuş, Rum Patrikhanesi’nin himayesinde Amerika’da yapılanmış, adeta bir devlet gibi organize edilmiş bir topluluktur. Fener Rum Patriği’nin başkanlığında sivil ve ruhanilerden oluşan adeta bir “Hükümet” modeli gibi çalışan üyelere “Archon” deniyor. Archonluk tüm imkânlarını “Megali İdea” emelleri için ortaya koyabilecek kişilerden oluşan “Paramasonik” bir yapılanmadır.

Rum Patriği I.Athenagoras, 1966 yılında “Order of Saint Andrew The Apostle Archon of The Ecumenical Patriarchate” adıyla bu derneği Amerika’da kurdu ve çok fazla kişiyi “Archon” unvanıyla donattı ve bu şekilde kilise bağlarının korunmasını amaçlamaktaydı.

Archonlar; şu anda ABD’de inanılmaz siyasi ve ekonomik güce sahiptirler ve her sene “Athenagoras İnsan Hakları Ödülü” adı altında bir ödülü yıllık geleneksel yemeklerinde kamuoyunda önemli yer arz eden kişilere vermektedirler. (Archonlar ile ilgili olarak sitedeki eski makalelerimizde hayli bilgi bulunmaktadır)

Archonlar bu sene ödülü Helen dedikleri kralın kurduğu “Prince's Trust International”a vermeyi kararlaştırdılar.  Ödül geleneksel yemeğin her sene yapıldığı yer olan New York Hilton Oteli'nde 21 Ekim 2023 Cumartesi akşamı verilecek.

Athenagoras İnsan Hakları Ödülünün Prince's Trust International”a verilmesine karar verilmesinin ardından bu ödülü almaya Kral gelemeyeceğini iletti ve kendisinden sonra en uygun kişi olarak vakfa başkan yardımcısı olarak seçtirdiği, Yunanistan Veliaht Prensi Pavlos'un bu seneki Athenagoras İnsan Hakları Ödülünü alması için görevlendirdi. Prince's Trust International'ın İcra Kurulu Başkanı Will Straw da kürsünün onur konuğu olarak bahsi geçen yemeğe katılacak.

Kral III.Charles etkinliğe katılamayacağı hususunda şunları söyledi: "Prince's Trust International'ın Başkan Yardımcısı Ekselansları Veliaht Prens Pavlos'un bu ödülü vakıf adına almayı kabul edeceğinden özellikle çok mutluyum” Veliaht Prensi Pavlos, 2015'teki kuruluşundan bu yana Prince's Trust International yapılanması içinde yer almaktadır. Sonuçta Yunan kökenli Kral Charles ile Prens Pavlos akrabadırlar.

20 Mayıs 1967 doğumlu olan Prens Pavlos; Yunanistan'ın son kralı II.Konstantin ve eşi Danimarka Prensesi Anne-Marie'nin en büyük oğludur. Prens Pavlos, Yunanistan tahtının varisi ve doğumdan itibaren veliaht prensiydi. Unvanını monarşinin kaldırılmasına kadar korudu. Babasının ölümüyle birlikte Yunanistan kraliyet hanedanının reisi oldu. (10 Ocak 2023 – günümüz)

Aralık 1967'de Yunanistan’da Albaylar Cuntası diktatör bir rejim ile Yunanistan’da idareyi ele aldılar. Tahta 1964'te oturan II.Konstantinos cuntaya karşı düzenlediği hareketin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından yurt dışına çıktı. Ocak 2023’de vefat etti. Kraliyet mülkünün kamulaştırılması nedeniyle tazminat talep eden eski Kral'a Yunan devleti, 2003'te 13 milyon Avro’nun üzerinde tazminat ödedi.

Yunanistan’ın Krallık dönemindeki aileden olan Prens Pavlos’u İngiltere eski Yunanistan Kraliyet ailesini olarak tanımaya devam ediyor. Zaten yukarıda; “Sonuçta Yunan kökenli Kral Charles ile Prens Pavlos akrabadırlar” demiştik.

Ödül hakkında Buckingham Sarayı Archonların başkanı Anthony Limberakis'ten bilgi aldığını deklare etti ve şunları bildirdi: Kurucu ve Başkan olan Majesteleri Kral III.Charles adına Prens Pavlos’a güvenimiz tam olduğunu beyan ediyoruz"

Bu ödülü geçmişte alanların bazıları: İskenderiye Patriği, Ukrayna Metropoliti Epiphaniy, Başkan Joseph Biden (Başkan yardımcısıyken), eski Başkan Jimmy Carter, eski Başkan George Bush ve First Lady Barbara Bush, eski Sovyet lideri Mihail Gorbaçov, Rahibe Theresa ve geçen sene COVID aşılarını geliştiren bilim adamları.

Fener Rum Patrikhanesinden yapılan açıklamaya göre Patrik Bartholomeos İngiltere ziyareti kapsamında, 25 Ekim 2022’de Buckingham Sarayı'nda Kral III.Charles ile bir araya gelerek yarım saatlik bir görüşme yapmışlar. Patrik Kral'ın Annesi Kraliçe II.Elizabeth'in vefatı nedeniyle taziyelerini ve kilise adına saltanat için dualarını ve iyi dileklerini iletmiş.

Patrik ile birlikte; Thyateira ve Büyük Britanya Başpiskoposu Nikitas, Laodikya Metropoliti Theodoritos ve Belçika Metropoliti Athenagoras ve Yunanistan'ın İngiltere Büyükelçisi Ioannis Raptakis ve Yunanistan Büyükelçisi Matthew Lodge; görüşmenin ardından Kral III.Charles’a takdim edilmişler.

Kral III.Charles’ın Yunanlılığını biraz daha irdeleyelim!

Yunanistan basınında Charles için “Yunan Kral” dendiğini yazmıştık. Sebep çok basit! Prens Charles’ın babası Philip, Corfu adası doğumlu. Tarihçilerin rivayetine göre Philip çocukluğundan itibaren Yunan geleneklerine ve Helen idealine fazlasıyla tutkun. Ve bu tutkunlukla çok uzun sene İngiltere Kraliçesi’nin eşi olarak İngiltere’de yaşadı.

Kraliyet tarihi uzmanı Hugo Vickers ''Prens Philip bir Yunan prensidir” diyor. Vickers'a göre Kraliçe'nin ve Prens Philip’in Yunanistan'a hiç gitmeyişinin nedeni Yunanistan'da monarşinin başına gelenler.

Kral III.Charles, Yunanistan'ın Glucksburg Hanedanı'nın ilk hükümdarı olan Yunanistan Kralı I. George'un torunudur. Buna karşılık, Charles'ın babası merhum Prens Philip zaten Yunandı ve babası Yunanistan Prensi Andrew idi. Kral Charles, hem Galler Prensi sıfatıyla hem de özel ziyaretler kapsamında Yunanistan'ı birçok kez ziyaret etti. 2018 yılında yaptığı resmi ziyarette, Yunan Devrimi'nin İki Yüzüncü Yıl Törenlerine katıldı.

Sonuçta, Yunan kanı taşıyan İngiliz monarşisinin olması çok önemli ve potansiyel olarak Yunanistan için avantajlı. Kral Charles, ülkede politika kararlarını doğrudan etkileyemese de Yunanistan ziyareti gibi hamleler, iki ülke arasındaki ilişkilerin değerli ve stratejik olduğunu ortaya koyuyor.

Kral Charles’ın eski hanedanın son temsilcisi olan Prens Pavlos’u ABD’ye, çok etkin bir yapı olan Archonların yıllık ödül törenine göndermesi bize göre Prens Pavlos’u ABD’de parlatmaktır.

21 Ekim’de yapılacak bu törenden sonra ya da önce Prens Pavlos’u Başkan Biden ile bir araya getirirlerse hiç şaşırmayacağız.

------------------------

https://21yyte.org/tr

http://soyledik.com/tr/

8 Aralık 2021 Çarşamba

JOE BİDEN; YENİ ATİNA BÜYÜKELÇİSİ’Nİ HELENİZM’İN DESTEKÇİLERİNDEN SEÇTİ!

8 Ekim 2021’de Yunan ANA-MPA haber Ajansı’nda çıkan bir haberin başlığı; “Atina Büyükelçisi pozisyonu için Biden'ın favorisi kim?” şeklindeydi.

(Aynı zaman diliminde bu haber Beyaz Saray Bülteninde de yer almıştır)

Beyaz Saray tarafından 8 Ekim 2021 Cuma öğleden sonra yayınlanan bir açıklamaya göre, Ailesi Yunanistan’dan göç etmiş, Yunan kökenli bir Amerikalı işadamı olan George James Tsounis; ABD Başkanı Joe Biden tarafından “ABD'nin Atina Büyükelçiliği” görevine aday gösterildi.

ABD’de bilindiği gibi bu tür görevlendirmelerden evvel ABD Senatosu’nda, senatörlerden oluşan bir heyet tarafından onaylanması gerekiyor.

Tsounis'in adaylığı, Türkiye aleyhtarlığı ile bilinen ABD Senatörü Robert (Bob) Menendez başkanlığındaki ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi tarafından yapılan bir duruşmanın ardından onaylandı.

George Tsounis'in 2022’nin başında Atina'ya gitmesi ve ABD diplomatik misyonunun dizginlerini devralabileceği öngörülüyor.

George Tsounis, Chartwell Hotels grubunun kurucusu ve yönetici direktörü olduğu için turizm endüstrisinde geniş deneyime sahip bir kişidir. Bu şirket tüm kuzeydoğu eyaletlerinde güçlü bir varlığa sahiptir ve Hilton, Marriott ve Intercontinental gibi bu alandaki önemli isimlerle de işbirliği yapmaktadır.

George Tsounis; New York Üniversitesi'nde ve ardından St. John's Üniversitesi'nden hukuk diploması aldı. Eğitiminin hemen ardından Long Island'daki en büyük hukuk firmasında çalıştı. Eşinin adı Olga olan Tsounis’in üç çocuğu var.  

George Tsounis’in ABD iş ve siyaset dünyası ile güçlü bağlantıları bulunuyor. 2013 yılında, Barack Obama'nın yönetimi altında, ABD'nin Norveç büyükelçisi olarak atanması düşünüldü. Ancak bu düşünce başarısız oldu. Takip eden yıllarda Tsounis, özel ve kamu sektöründe çeşitli roller üstlenme fırsatı buldu ve adaylığını güçlendirmesi için yeni deneyimler kazandı. Özellikle Chartwell Hotels'in yönetimindeki deneyimi ve ayrıca borsaya kayıtlı iki şirket olan Arbor Realty Trust ve New York's Signature Bank'ın yönetimini devralması, New York'taki yatırım topluluğunun en üst seviyelerinde önemli bağlantılar geliştirmesini sağladı.

Bununla birlikte, 53 yaşındaki George Tsounis'in ABD başkentinde sürdürdüğü siyasi bağlantılar da aynı derecede önemli. Çünkü George Tsounis'in bir kariyer diplomatı olmadığı düşünülürse, sonuçta bu siyasi bir atamadır…  

Bu açıdan bakıldığında, 2012 seçim kampanyasında Obama-Biden adına Yunan-Amerikalıların Başkanı olarak görev yaptığı gibi Başkan Biden ile sürdürdüğü uzun vadeli ilişkiyi belirtmekte fayda var.

Ayrıca ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'i yakından tanıyor ve yakın bir dostluk geliştirdiği Senatör Robert Menendez'in tam desteğine sahip. Zaten ABD’de bu tür atamalarda bir yöntem olan senatoda kendini izah ve kabul etme prosedürü Senatör Menendez'in desteği ile sıradan ve basit bir formaliteyle oldu ve aynı gün karara bağlandı.

Tsounis, Demokrat Parti'nin ana sponsorlarından biri olmasına rağmen, iki büyük partiden milletvekilleri ve senatörlerle Capitol'deki iletişim kanallarını açık tutuyor. Yani Tsounis son derece taktiksel hamleler yapmakta olan bir kişi!

Gelelim Tsounis’in Helenizm ile olan aşkına. (Bu cümlede normalde “bağına” kullanılması gerekir. Biz ise “aşkına” dedik!)

Zaten Yunan asıllı olan Tsounis tam bir Helenofil ve hayatını Helenizm’e adamış biri!

Helenizm adına yaptığı faaliyetler arasında; Amerika Rum Ortodoks Başpiskoposluğunun Başpiskoposluk Konseyi’nde, Faith and Leadership 100 topluluğunda ve Hellenic American Leadership Council (HALC) üyesi olarak, Kilise ve Yunan-Amerikan toplumu ile bu yakın ilişkisini kariyeri boyunca sürdürdü. Yunan Bağımsızlığının İki Yüzüncü Yıl Kutlamalarının eş başkanıdır

Aslında, eski ABD Başpiskoposu Dimitrios da Tsounis'e Amerika'daki Yunan Ortodoks Kilisesi tarafından verilen en yüksek nişan olan Saint Paul Madalyasını takdim etmişti.

Buna ek olarak, Tsounis, eski Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofiyas tarafından kendisine verilen Kıbrıs Amerikan Örgütleri Federasyonu'nun Kıbrıs için Adalet Ödülü'nü ve Amerikan Yahudi Komitesi (AJC) ile Yunan- Amerikan Konseyi Liderliği yapmıştır.

George James Tsounis’in yukarıda görüldüğü üzere çeşitli Helenik STK’larda ve ABD’deki en etkin Türkiye karşıtı topluluk olan Archonların birçok organında yöneticilik yaptığı görülüyor.

Geçtiğimiz ay Bartholomeos’un ABD ziyaretinde de ön saflarda yer almış, Türkiye karşıtı Helenizm faaliyetleri göze çarpmıştır.

Helenlerin vizöründen bakıldığında ABD Büyükelçiliği için çok ideal ve parlak kariyerli bir aday olduğu da görünüyor. Zaten kariyer diplomatı olmadan bu göreve getirilmesi kendi açılarından boşa değil.

Ailesi Yunanistan’dan göç etmiş bir birey olan George Tsunis'in maddi durumu da gayet yüksek seviyede. Diplomat vasfı olmadığı için böyle bir devlet görevini kabul etmesine (maddi açıdan) hiç gerek yok!

 

YA HELENİK AÇIDAN?

George Tsunis'in bu görevi Helenizm için bir adanmışlık, maddi anlamda tatmin edici ve de ABD’de üst akıl konumunda olan çok güçlü Yunan diasporası temsilcilerinin telkini hatta görevlendirmesi olarak da algılamak mümkün!

Yunan kökenli ve ABD’deki Helenik yapılanmanın önemli bir bireyinin ABD Yunanistan büyükelçisi olması ve de bu kişinin böyle bir görev yapmaya maddi açıdan hiç de ihtiyacı olmayan biri olması düşündürücüdür.

Bu haberin Yunan haber Ajansı ANA-MPA 8 Ekim’de yer alması ile aynı anda Beyaz Saray bülteninde yer aldı. Bir gün sonra atama gerçekleşti.

ABD Senatosunda, Başkan tavsiyesi ile resmi bir göreve (bakanlık, büyükelçilik v.s.)  getirilecek kişilerin, komisyon önünde hayli terletildikleri ve de zorlandıklarına haberlerde tanık oluyoruz. Robert Menendez bu işi “Tereyağından kıl çeker gibi” aynı gün halletti. Zaten daha resmi Senato ataması kabulü yapılmadan Beyaz Saray Bülteninde yer alması da hayli ilginç. Bizim anladığımız tüm kulis faaliyetleri yapılmış ve formalite olarak George Tsunis Senato Komisyonu’nda sanki bir sohbet toplantısı yapmış ve onaylanmış.

8 Ekim’de bu atama gerçekleştiğinden 1 gün sonra 9 Ekim’de Türkiye’den ilk kez ABD’ye tayin olmuş biri olan Amerika Başpiskoposu Elpidophoros, ABD Başkanı'nı ABD'nin Yunanistan Büyükelçiliğine George Tsunis'i aday gösterdiği için tebrik etti.

Atamayı çok isabetli bir karar olarak niteledi ve Twitter hesabından şu açıklamada bulundu:

George Tsunis Helen Amerikan toplumunun seçkin bir üyesi, Kilisemizin sevilen bir üyesidir"

Başkan Joe Biden'ı ABD'nin Yunanistan Büyükelçisi olarak George Tsunis'i aday gösterdiği için tebrik ediyorum. George Tsunis, Helenik Amerikan topluluğunun seçkin bir üyesi, kilisemizin sevilen bir üyesi ve Başpiskoposluğumuzun Yunan Bağımsızlığının İki Yüzüncü Yıl Kutlamalarının eş başkanıdır” dedi.

 


GEORGE TSUNİS’İN ATİNA BÜYÜKELÇİLİĞİ TÜRKİYE AÇISINDAN NE İFADE EDER?

Çok şey ifade eder!

Yazımızın içinde çok yerde vurguladığımız gibi Tsunis bir kariyer diplomatı değil. Zengin ve yüksek kariyerli bir işadamı!

Hayatı boyunca Helenizm için kendini adamış, eski eski ABD Başpiskoposu’ndan ABD Yunan Ortodoks Kilisesi’nin en yüksek nişanına mazhar olmuş.

Geçtiğimiz haftalarda Yunanistan’daki ABD askeri varlığı ve üslenmesi ile ilgili olarak Sayın Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın şu minvalde bir söylemi oldu. “Yunanistan’da ABD üssü kurulmadı. Yunanistan tümüyle ABD üssü oldu

Tekrar gibi olacak ama kariyer diplomatı olmayan, maaş almaya ihtiyacı olmayan zengin ve tanınmış bir işadamı, hayatı boyunca “Megali İdea” Helenizm ideali için kendine göre savaşmış, kafası Türkiye karşıtlığı ile dolu bir Atina Büyükelçisi sene başında göreve başlayacak!

Yunanistan neredeyse tümüyle ABD üssü oldu derken şimdi de Yunanistan’ın başına eki emperyalist devletlerin eski sömürgelerine tayin ettiği gibi ABD, Yunanistan’ın başına bir “Genel Vali” ya da “Sömürge Valisi” mi atadı?

Göreceğiz…


---------------------------

https://21yyte.org/tr/

 

http://soyledik.com/tr


12 Aralık 2011 Pazartesi

ABD BAŞKAN YARDIMCISI’NIN TÜRKİYE ZİYARETİ VE RUM PATRİKHANE’SİNE VERİLEN DESTEK

Geçtiğimiz hafta ABD’nin iki numarası, Başkan Yardımcısı Joe Biden Irak’ta, Maliki Yönetimi ve Talabani ile görüştükten sonra Türkiye’ye geldi ve iki gün süren  (2/3 Aralık) temaslarda bulundu. Sonrasında ise Yunanistan’a geçti ve orada da birkaç gün süren temaslarda bulunduktan sonra ülkesine döndü. 

Yurdumuza gelen her ABD üst düzey yetkilisi, Türkiye ile ABD arasındaki önemli başlıklar arasına mutlaka Ekümeniklik ve Heybeliada Ruhban Okulu’nu da katıyor ve bu konularda ısrarcı ve baskıcı davranıyor. (Hillary Clinton’un kısa bir süre önce yaptığı ziyaret esnasında, Dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu ile birlikte yaptığı basın toplantısında olduğu gibi.) 

Evvelâ, Joe Biden’in siyasi yaşamında Türkiye ile ilgili çalışmalarına kısaca bir bakalım. Vice President Joe Biden, 30 yaşında ABD kongresine Delaware Senatörü olarak girdi. Senato’da Adalet ve Dışişleri Komisyonu’nda görev yaptı. Irak’ın işgali için oy kullanan az sayıdaki Demokrat partililerden de birisidir. 1988 yılında Demokrat Parti Başkan aday adaylığı için çalıştı. Ancak bazı gaflar yapınca gördüğü tepki üzerine adaylığını geri çekti. 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekâtı’nın ardından Türkiye’ye silah ambargosu uygulanmasını öneren yasa tasarısını hazırlayan dört senatörden de biridir. Türk askerlerinin Kıbrıs’tan çıkması ve Kıbrıs Rum Kesimi’nin Avrupa Birliğine girmesi için sürekli destek vermiştir. 

Biden için “Türkleri günahı kadar sevmez” denmektedir. Rum ve Ermeni lobilerine ise hep yakın olan bir isimdir. Temsilciler Meclisi Başkanı “Nancy Pelosi” ile birlikte (sözde) “Ermeni Soykırımı” iddialarının kabul edilmesine yönelik de çalışmıştır Diaspora’ya verdiği sözler zaman zaman manşetlere de çıktı. Zaten senatörlüğü süresince Türk düşmanlığını gizlemeye hiç gerek duymayan bir tavır sergilemiştir.

Ülkemizdeki birçok haber sitesinde hatta gazetede Biden için Yahudi olduğu yazılıdır. Tabi bu doğru değildir. Joe Biden; Amerika tarihindeki ilk “Katolik Başkan Yardımcı”sıdır. Aslında Hıristiyan olsa da İsrail’i ve Siyonizm’i de destekleyen bir siyasetçidir demek de doğru olur. 20 yıldır Yahudi lobisiyle iç içedir ve bu yakınlığı Türkiye’nin son dönemde Amerika-İsrail çıkarlarını uygulayacak taşeron devlet olmasının sağlanması yönünde kullanmıştır. (Geçmişteki bir İsrail ziyaretinde, Yahudi Soykırımı Anıtı “Yad Vashem” e çelenk koyarken, Yahudi erkeklerinin kullandığı “Kipa”yı kafasında gösteren ve internette dolaşan bir fotoğrafın, kendisine Yahudi denmesinde etken olduğunu düşünüyoruz.)

Barak Obama tarafından Başkan Yardımcısı olarak seçilene dek Amerikan Kongresi’nin en güçlü üyelerinden biri olarak “Dış İlişkiler Komitesi Başkanlığı” yaptı. Senato’da Türkiye’ye dönük askeri malzeme satışlarına sürekli muhalefet etmiştir. 37 yıllık senatörlük hayatı süresince Türkiye aleyhinde olup da desteklemediği tek bir karar tasarısı yoktur. (Kıbrıs ve Ermeni Soykırımı meseleleri dâhil.)

1999 yılında yaptığı ziyaret sırasında Kongre’ye de giden dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’e bir toplantıda takındığı kaba tutum için Türkiye’de kendisine “Rum kuklası küstah senatör” damgası vurulmuştu. (Nedense bu konudaki onlarca, o seneye ait gazete haberlerinden alıntı yapan bir tek medya organı olmadı.)

Biden o görüşme esnasında Bülent Ecevit’e şöyle konuşmuştu:

“Siz ABD’ye muhtaçsınız ancak ABD’nin Türkiye’ye ihtiyacı yoktur. Kredi ihtiyacınızın da olduğunu biliyoruz. Kıbrıs sorununu çözün, istenenleri yapın, size yardım edelim. Aksi takdirde hiçbir yere varamazsınız.”

ABD Başkan yardımcısı Joe Biden Türkiye ziyareti öncesinde, daha Amerika’da iken buyurmuştu… “Heybeliada Ruhban Okulu’nu açın.”

Bir hususa özellikle dikkat çekerek devam etmek istiyoruz! Joe Biden’in Türkiye aleyhtarı çalışmalarını irdelerken şu noktalara lütfen dikkat ediniz:

Ülkemizde 2 binden az Rum Cemaati mensubu var. Hillary Clinton gelir, Joe Biden gelir ve Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasını Rum Patriği’ne Ekümenik sıfat verilmesini buyururlar. Rum Patriği’nin elini öpmeye, ziyarete ise mutlaka giderler.

Ülkemizde 70 binden fazla Ermeni Cemaati mensubu var. Amerika, zaman zaman (sözde) Ermeni soykırımını öne çıkartır. ABD Kongresi ya da bir/birkaç kongre üyesi tarafından soykırımın tanınması ile ilgili yasa teklifleri aralıklarla ortaya atılır. Ama Hillary Clinton gibi, Joe Biden gibi Türkiye’ye gelen üst düzey ABD yöneticileri Ermeni Patrikhanesi’ne gitmezler.
 
Bu konuda, bu soykırım tellallarının tuhaf hareketleri hakkında medyamızda neden hiçbir analiz yapılmaz?

Demek mesela sadece azınlıklarla ilgili değil…

Son dönemde Ermeni işi zaten soğumaya bırakılmıştır. Şu sıralar Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasına yönelik çalışmalar ise açıkça, Rum Patriği’ne Ekümeniklik işi ise daha evvelden olduğu gibi el altından yapılmaktadır. ABD üst derecedeki uluslararası misyonlarının arasında neden Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasını da istemektedir. İşte burada “Neden Ermeni Patrikhanesi’ne de ziyarete gitmezler?” sorusunun üzerinde durulmalıdır.

Şimdi, ABD Devleti ile birlikte merkezi Amerika’da olan ve Yunan asıllı Amerika vatandaşlarının oluşturduğu, Paramasonik bir yapılanma içinde hareket eden Archonlar, “Order of Saint Andrew The Apostle Archon of The Ecumenical Patriarchate” oluşumu devrededir. (Bakınız: Bu konudaki eski yazılarımız.)

Archonlar; Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması için açıkça saldırıya geçtiler. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD gezisinde, Başbakan ve Türk heyeti markaja alındı. Archonların ileri gelenleri ile ABD Başpiskoposu, Başbakan ile ABD’li yetkililerce organize edilmiş bir görüşme yaptı. Bu görüşmede Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması için talep dile getirildi. Başbakan’ın, “Peki, mütekabiliyet çerçevesinde Atina’da bir cami yapılması ve Batı Trakya’daki seçilmiş müftülerin görevlerini yapmalarının engellenmemesi için ne yapılacak?” sorusu ise her zaman olduğu gibi havada kaldı. 

Bunlar sadece istiyorlar ama Batı Trakya’da en küçük bir iyileştirme yapmaya niyetleri kesinlikle yok! Son iki sene içinde Türkiye tarafından azınlık cemaatlerine ve vakıflarına verilmiş olan hakların yüzde biri Batı Trakya’daki Türklere sağlanmamaktadır. Farkında olalım ki artık Yunanistan suskundur ve ABD bu konularda sesini fazlaca yükseltmiştir.  Ve de Archonlar artık resmen devrededir…

Kasım ayının ortasında, azınlık vakıflarının mallarının iadesi için kısa bir süre önce çıkarılan kanun hükmündeki kararname vasıtasıyla “Beyoğlu Merkez Rum Kız Lisesi”nin vakıf statüsü tescil edildi. Sırada daha çok  sayıda vakıf var ama Batı Trakya’daki Türk vakıflarında Türk adının kullanılması hâlâ yasak! Halkın seçtiği müftüler görev yapamıyor. Yunanistan; kendi atadığı Pomak etnik kökenli müftüleri yasal sayıyor. İki seçilmiş ve iki atanmış müftü ile Batı Trakya’daki Müslümanlar arasında tam bir kaotik durum söz konusu ama burada Rum Patriği VİP muamelesi görmekte…

Ne kadar hak verilirse verilsin hep az sayılıyor. İkiyüzlülük var! Bir yandan alıyorlar öte yandan AİHM’ye dava açıyorlar. Şu anda ülkemizde cirit atmaya başlayan Archonlar, bir yandan da ABD’de Rum Patrikhanesi için “Din Özgürlüğü Kampanyası” açtılar.

Yeni Vakıflar Yasası ile Vakıflar Meclisi’nde “Azınlık Vakıfları Temsilcisi” olarak 70 Bin kişilik Ermeni Cemaati temsilci çıkaramamıştı. Bu sandalyeyi 2 bin kişilik Rum Cemaati’nden “Laki Vingas” kazandı ve kendisi 25 Mart 2011’de Patrik Bartholomeos tarafından Archon yapıldı. (Bu arada; 25 Aralık Pazar günü Vakıflar Meclisi için yeni seçim yapılacak.)

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in Rum Patrikhanesi ziyaretinde ABD’den gelen çok sayıda Archon ve ABD Başpiskoposu da hazır bulundu. Adamlar İstanbul’a artık kapı açtı…

2012’de de ABD’nin ve ABD’li Archonların Rum Patrikhanesi için baskısının devam edeceğini bu gelişmeler karşısında öngörmek mümkün. Umarız ki bu gelişmeler Türkiye’nin ali menfaatlerine zarar vermez…
 
http://www.21yyte.org/tr/




2 Aralık 2011 Cuma

HAŞMET BUYURDU!

ABD BAŞKAN YARDIMCISI "JOE BİDEN" ANKARA'YA GELİR GELMEZ (2.Aralık.2011) BUYURDU!
"HEYBELİADA RUHBAN OKULU"NU AÇIN!


BU KONUDAKİ MAKALEMİZİ JOE BİDEN'İN YARIN (3.Aralık.2011) "RUM PATRİĞİ BARTHOLOMEOS" İLE YAPACAĞI GÖRÜŞMEDEN SONRA YAZACAĞIZ...

30 Kasım 2011 Çarşamba

ABD BAŞKAN YARDIMCISI “JOE BİDEN” RUM PATRİKHANESİ İÇİN GÖRÜŞECEK

ABD Başkan Yardımcısı “Joe Biden”, 2 Aralık Cuma günü resmi görüşmelerde bulunmak üzere Türkiye’ye geliyor. Terör ağırlıklı bir program ile ülkemize gelecek olan Joe Biden’in şu konularda temaslarda bulunması bekleniyor:

Terör ve terörle ilgili işbirliği, Kıbrıs, Arap baharı, Ermenistan ile ilişkilerin düzeltilmesi ve Ermenistan Hududu’nun ve Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması…

İran Haber Ajansı Fars ise Joe Biden’in, Türkiye’yi Suriye’ye savaş açmaya ikna etmek için de geldiği iddiasında bulundu…

Rum Patrikhanesi’nin ekümenikliğinin Türkiye tarafından kabul edilmesinden bir önceki “Megali İdea” adımının Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasının olduğunu defalarca yazdık. Görüyor ki bu gerçekleşecek ziyarette, Türkiye açısından çok önemli konu başlıkları arasında Rum Patrikhanesi de yer bulacak ve bu konuda bilinen ABD desteği yine tezahür edecek!

Yunanistan’ın boğuştuğu mali krize rağmen maddi yardımları aksatmadığını önceki makalelerimizde vurguladık. Ama manevi açıdan artık bu konuda eski baskıyı yapması mümkün değil. Eskiden olduğu gibi ABD tarafından Patrikhane’ye manevi desteğin ise önümüzdeki dönemde artarak devam edeceği anlaşılıyor. Bu destekte, çoktandır bilinen ama nedense arka planda kalmayı yeğleyen ABD’li paramasonik “Archon” (Order of Saint Andrew The Apostle Archon of The Ecumenical Patriarchate) topluluğu ise artık açıkça öne çıktı.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un da son Türkiye ziyaretinde yaptığı gibi ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in de yapacağı üst düzey temaslarda Rum Patrikhanesi’ne “Ekümenik” sıfat verilmesi ve “Heybeliada Ruhban Okulu”nun açılması için bastıracağı aşikâr anlaşılmaktadır.

Bu arada Archonlar ABD Senatosu’nda, 89 Senatör ve 291 Kongre üyesinin ortak imzalarıyla Rum Patrikhanesi lehine “din özgürlüğü” kampanyası başlattılar. Her yıl eski bir Rum Patriği olan “Athenagoras” adıyla ihdas ettikleri “Athenagoras İnsan Hakları Ödülü”nü “Amerika Birleşik Devletleri Silahlı Kuvvetleri”ne verdiler. Bu ödülü ABD adına Yunan asıllı bir ABD subayı olan “Amiral James G. Stavridis” aldı.

Joe Biden’in Ulusal Güvenlik Danışmanı olan “Tony Blinken”, ABD Başkan Yardımcısının, 3 Aralık'ta da İstanbul'da düzenlenecek olan “Küresel Girişimcilik Zirvesi”ne katılarak bir konuşma yapacağını ve İstanbul'da Fener Rum Patriği Bartholomeos ile de bir araya geleceğini söyledi.

Takip ettiğimiz onlarca Patrikhane yandaşı web sitesinde bu ziyaret ile ilgili çok sayıda haber ve yorum bulunuyor.

ABD’nin Rum Patrikhanesi’ne desteği biliniyor ama son günlerde çok önemli sorunlar arasında Ekümenizm ve Ruhban Okulu da mutlaka araya sokuluyor ve sürekli olarak bu hususlarda Türkiye’den taviz koparmaya yönelik çalışmalar yapılıyor.

Görünüyor ki ABD Başkan Yardımcısı “Joe Biden” 2 ve 3 Aralık’ta bu konulara yönelik olarak da çabalar, söylemler ortaya koyacak.